"Yaratıcılık, beynimi çamaşır makinesine atıp, programı 'düşünmeye son' olarak ayarlamak gibi bir şey." - Kurt Vonnegut"

yazı resim

]
Hatırlıyor musun;
Ne kadar mutluyduk
Birkaç gün öncesine kadar
Har vurup harman savururduk dünyayı,
Umursamazdık bize dikilen gözleri,
Hayallerde yaşardık seninle,
Hiç yere sağlam basmazdı ayaklarımız,
Pervasızdık;
Umursamazdık gerçeği asla...

Bir gün oldu;
Çıkıverdin karşıma aniden,
İki dudağının arasından çıkan tek kelime,
Yıktı beni o mekanda.
Sanki, ayrılalım dediğin anda,
Bütün benliğimle gömdün beni mezara...

Şimdi ayrılığı sorarsan bana,
Ne bileyim işte;
Şekerli bir kezzap gibi,
Tadı damağımda, acısı yüreğimde.
Çabucak gelen ve hiç bitmeyen
Bir ummandır gözlerimde...

Ayrılığı sorarsan bana;
Büyümeye çalışan bir fidanın üstüne yagan
Bir asit yagmuru gibi...
Delip geçer gövdemi,
Hiç farkında olmadan parçalar yüreğimi...

Ayrılmayı sen istedin;
Ağlamayacam...

Halbuki ben;
Yıldızların parlaklığını görmüştüm gözlerinde
Ve güneşin aydınlığını hissetmiştim yüzünde,
Şöyle bir dönüp baktığında;
Sanki volkanlar patlardı içimde!
Sen hiç farkında olmasan da....

KİTAP İZLERİ

Tutunamayanlar

Oğuz Atay

Tutunamayanların Edebi Ayaklanışı Oğuz Atay'ın anıtsal eseri "Tutunamayanlar", 1972'de yayımlandığında Türk romanında bir deprem etkisi yaratmıştı. Yarım asır sonra bile, bu sarsıntının artçıları edebiyat dünyasında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön