Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Hem sadece hayatımızı kolaylaştırmazlar bunun yanı sıra, güzelleştirirler de. Bizler gibi değildir onlar, yaşama sorun üretmek için değil; sorunları çözmek için gelmişlerdir. Üstelik onların çözümleri bizler gibi üç bilinmeyenli denklem çözümü gibi karmaşık da değildir. Oluşturdukları entrikaların altında ezilmezler. Karamsarlık ve detaycılık huyları yoktur. Kaba saba tavırları da belki buradan gelir. Detaylara takılmamalından. Aslında sadece detaylara değil, genel olarak takılmazlar bir şeylere. Anı anda yaşarlar. Bir tartışmada da, bu yüzden yirmi yıl öncesine ait bir sorunu karşınıza getirerek kafa ütülemezler. Biriktirme huyları da yoktur. En çok da bu huylarını severim. Biraz çocuksu yanları olsa da, en çirkini bile çok çekicidir. Öğrenme yoluyla değil, tanrı vergisi sezgileri ile sizi baştan çıkarırlar. Baştan çıkarmakta, çıkmakta onlara göre ayıp değil bilakis övünülecek şeylerdir. Sinir bozucu oldukları anlar çoğunlukta olsa da, nasıl yaptıklarını hala çözemediğim bir mekanizma ile her şeyi unuttura da bilirler. Üstelik sağlığa da yararlıdırlar. Onlarla birlikte olmak sizi zinde tutar. Zayıflar, sık, sık kuaföre gidersiniz. Alış veriş yapmak, sonu gelmez sıklıkla saçlarınızı boyatmak, ve saç renginizdeki değişikliği fark etmediği için kavga çıkarma şansı sunarlar size. Yani strese de bire birdir. En önemlisi de size, kendinizi sevdirirler. Vücudunuz onların hayranlığı yüzünden, bir et parçası olmaktan çıkar, bir sanat eseri haline gelir. Düşüncelerinize zerre kadar önem vermeseler de garip bir şekilde duygularınızla aşırı derecede ilgilenirler. Moralinizin bozuk olması durumunda hepsi Cem Yılmaz’lığa soyunurlar. Bu anlarda komiklik konusunda başarılı olamasalar da, verdikleri çaba sırasındaki sevimlilikleri ister istemez sizi gülümsetir. Niye böyle bir inançları vardır bilmiyorum ama; sizi mutlu ettiklerinde kendilerinin de mutlu olacağına inanırlar. Sadece kuru bir inançla kalmaz, mutlu da olurlar. Yani uzun sözün kısası, insanlığın eğlenceli yönüdür erkekler. Yaşamı daha renkli ve eğlenceli hale getirmek ve kendinizi daha çok sevmek istiyorsanız. İzin verin bir erkek sizi sevsin… * * * * * * * * * * * Kadınlar, kadınlar, hayatın süsleri. Sanat gibidirler. Reel olarak bir işe yaramazlar, ama eksikliklerinde hiçbir iş, işe yaramaz olur.Ne yapsan boşadır. Hiçbir şey tat vermez. Yaşam anlamını yitirir. Onlar olmasaydı hayatımız gazete sütunları gibi olurdu. Yada ders kitapları.Onların varlığı bizi romanlara sürükler. Hem kahraman yaparlar bizi, hem yazar. Şiirler bile onları anlatır. Kafiyelidir vücutları. “doksan altmış doksan” Çok konuşurlar, aynı şeyi defalarca söylerler. Eminem’in bir şarkısı olduğunu düşünmelisiniz onların sorunlarının. Yapmanız gereken sözlere takılmadan sadece dinlemek. Emin olun sizden zaten bir çözüm beklemiyorlardır. Aslına bakarsanız söyledikleri şeylerin çözümü de yoktur.Tek istedikleri dinlenmektir. Tek istedikleri dedim de, burnum uzamaya başladı. Tek değil, çoooooooook şey isterler sizden. Ama olsun daha ne istiyorsunuz? Onlar olmasa isteyeceğiniz hiçbir şey olmayacaktı. Onların sayesinde hayattan istekleriniz olur. Yaşama sebepleriniz. Çocuğunuzda onların size armağanıdır. Ev alma düşüncesi de. Koltukları değiştirme de. Onlar olmasa yumurta yeyip, ayda bir yıkanarak, masa örtüsü yerine gazeteleri kullanarak, yaşayıp gidersiniz. Onların varlığı evinize biblo kazandırır. Salonunuza vitrin, yatak odanıza ayna, buz dolabınıza ise bir sürü yemek. Konu yemekten açılmışken, kadınlar sadece hayata değil, yemeğe de lezzet katarlar. Güzelleştirirler dokundukları yeri. O güzel eller sizde de olsa, siz de güzelleştirirdiniz? Sahi, güzelleşmek istiyorsanız, size bir kadın eli değsin. Emin olun sadece tahrik olmayacaksınız. Güzelleşecek, inceleşecek, duygusallaşacaksınız. Hayatınız daha karmaşık ama daha kaliteli bir hale gelecektir. Biblolu bir yaşama hazırım diyorsanız; izin verin. Tanrının sanatı girsin yaşamınıza.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal pismisoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |