Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Cemselerde ölü canlar. Şehrin kulakları uğulduyordu... Boğazında hançer batışı suskunluklar..." Sevda tam benlik. Kara sevdalar çekmek istedim hep, deli olmak, çıldırmak istedim. Kara sevda çekmeye sevdalandım bu güne dek. Garip değil mi? Ben, artık sevda ile aşkı ayırdım bir birinden. Sevdamı başka yerlere yönelttim kusura bakma. Bilirim seni, şimdi kıskandın. Üzülme, sevdam asla kişiye değil benim. Ben halkımı seviyorum, emeği, ekmeği.... Halkımın içinde sende varsın. Birde, halkıma kardeş halkları seviyorum. Devrimi....... Seninle ayrıştığımız o kadar çok nokta var ki. Sen safsın, temizsin ve halen dünyayı tek parça düşünüyorsun. Siyasi düşüncende romantiksin. Dünya siyasi olarak kesinlikle tek bir bütün olmayacak. Savaşlar, karşıt görüşler devamlı olacak. Senin düşündüğün gibi olursa eğer ne barışın anlamı kalır, ne mücadelenin. Devrimci mücadelede romantizme yer yoktur. Sen, bu yüzden asla bir savaşçı olamayacaksın, tadına varamayacaksın kavganın. Doğa insanı yaratırken insanın ruhuna mücadelede katmış. İnsan ırkı olduğu sürece hırs, mücadele, savaş olacak. Barış bu oluşumlardan anlamını kazanacak. Ama ben senin inanmışlığını da çok sevdim. Senden helalleşmeden gidiyorum. Aslında çok isterdim ama sen engellemeye çalışırdın beni ve kırardık birbirimizi. Ne bana kırılmanı, nede seni kırmayı istemedim. İhbar edilmek var, yakalanmak var, senden şüphelenebilirdim, bunu da istemedim. Kimseler bilmiyor gideceğimi. Bu mektubu xınamiye bırakıyorum, o izinli olduğumu sanıyor. Sen bu mektubu aldığında ben gitmiş olacağım. Eğer ileride fırsat bulursam seni telefonla ararım, umut ediyorum ki yerinde olursun. Kaloriferin üzerine otur yine. Yine maceralarını anlat, yine güldür odadakileri. Arada bir başını kaldır karşı dağlara bak, ben oralarda olacağım. Bende payımı alacağım anlattıklarından, bende güleceğim. Bir kuytuda bulursan yine parmağını bastırırsın gamzeme. Sen anlatırdın ya küçükken oynadığımız oyunları. Çubukları takıp yere kardelen köklerini çıkardığımızı, çömçe çömçe payımı ver dediğimizi. Ben kardelenlerin arasında olacağım, senden çömçe paylarımı isteyeceğim çubuğun ucunda çıkardığım her kardelen kökünde. Sevmiyorum tadını, ama senin yerine yiyeceğim, senin hatırına. Bir gün dönersem eğer, sadece senin için eflatun bir kardelen getireceğim.Sen şimdilik yine benim brem ol beş ay öncesi gibi, ama kimselere bakma sakın. Hoşça kal gözüm, Hoşça kal gamzem. Sen en çok gözlerimi ve gamzemi severdin ya, onun için bu son sözler. Bunu da unutma. Bana daktilo öğret demiştim ya sana, aslında ben daktilo kullanmasını biliyordum. Keriman Fazla sürmedi dönüşü. Yüzünü görmedim, ama hiçbir pişmanlık belirtisi yokmuş yüzünde. Aslında yüzü de yokmuş ! Ne gözleri, ne gamzesi... Bir mermi yanağının tam orta yerinden ..... Öpmeye kıyamadığım yanağının. Kardelenimi de getirmemişti gelirken....... Yağmurdu, Dağlara kurşun yağıyordu Yağmurdu, Bulutlar akıyordu, Sim siyah. Her kes gözlerini dikmiş Dağlara bakıyordu, Keriman, bir gelincik tarlasında yatıyordu Perçemi dolanmış kayalıklara. Yağmurdu, Sirenler çalıyordu Cemselerde ölü canlar. Şehrin kulakları uğulduyordu... Boğazında hançer batışı suskunluklar... -Çok ağlarım demişti birinde, sebepsiz ağlarım, sebep bulamadığıma ağlarım... – Ben sebepli ağladım Keriman, Nilüferler yetişti gözlerimde Yusufçukları seviştiriyorum. *** Senin susma zamanındır, Senin uyuma, Uyu, Zemheri ört üzerine Uyu, Kardelenler yetişsin göğüslerinde. Bir gün yine o esmer çocuk Gelir dağlarına memleketimin Bir gün gelir. Bu kez, Kardelenleri sökmez. Hiç dokunmak istemedi ki uçlarına memelerinin... *** O gün gelecek, ben inanıyorum, sana inandığım gibi. O gün bayram olacak O gün dünya barışa boyanacak Sen inanmadın Ben inandım Keriman Ve Ben kavganın kan tadını da bilirdim Zindanların penisilin kokusunu da Bakmasaydın keşke çocuk olduğuma........ *** Evet, romantik oldum hep O yüzdendi sana Nazım’dan şiirler okuduğum...... Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki Çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben Koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken Bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim Ömrümü bir yudumda ellerinden içerim Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki. N.HİKMET Asi & Mavi 36
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |