..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > ESRA BAYKAL ÇETİNKAYA




11 Aralık 2007
Tek Derdimiz Aldatılmak mı?  
ESRA BAYKAL ÇETİNKAYA
Bir 15 yıl daha bu değişen kadın profilinin ekmeğini yiyecekleri ortadadır ama sonrası Amerika’nın yeniden bekarete önem verip, çekirdek aileye dönmesi gibi olacaktır, biz de “Ah nerede hata yaptık!?” diye dövüneceğiz.


:CCAD:
Aldatılmak, Türk kadının en büyük korkusudur. Kimse muadili ile yaşam sürmek istemez ama işin içine ekonomik nedenler, ego, çoluk çocuk girince, devam etmek için bir bahaneye ihtiyaç duyar insan. Türk kadınlarının bahanesi birkaç yıldır aynı: “ Hülya Avşar bile aldatıldıktan sonra yapacak bir şey yok…”. Pek çok kadın da, yuvasını yıkmaktansa, tek gecelik ilişkileri sineye çekmeye razı.
Kirli çamaşırların bu kadar ortada olmadığı zamanlarda, özel yaşamlar dört duvar arasında kalır, kol kırılır, yenden dahi kimseye söz edilmezdi. Ama artık devir değişti, ünlülerin yaşamları her akşam evlerimize konuk oluyor. Ve ekrandaki başarılı kadınların bile aldatılması, sıradan kadınları giderek daha endişeli hale getiriyor. Asla dile getiremedikleri korkularına, endişelerine, önlem arıyor, çareler bulmaya çalışıyorlar.

Aliye dizisi, aldatılmaktan korkan, hayalindeki erkeğin gelmeyeceğine inanan, aldatıldığında ne yapacağını bilmeyen kadınlar için önemli bir diziydi. Sıradan bir kadının, aldatıldığı halde yükselişi, yetenekleri ile ayakta kalmayı başarması ve güçlendiği gün de kocasına hayır deyip, seçtiği yolda yürümesi, umutsuz ev kadınlarına büyük bir umut verdi. Şimdi Türk kadınlarını sadece evde yemek yaparken değil, takı kurslarında, ahşap boyama kurslarında, eğitim seminerlerinde görmek mümkün. Ama elbette hepsini değil, çünkü…

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ile TÜİK, 24 bin 647 kişiyle görüşerek Türk ailelerinin profilini çıkardı. Bu araştırmaya göre, %58.40’ümüz mutlu.

Araştırmanın ilginç sonuçlarından bazıları, Türkiye’de söz hakkının hala erkekte olduğunu gösteriyor.
• Kadınlar hala görücü usulü ile evleniyor
• Erkeklerde, kendi seçtikleri eşlerle evlenme oranı daha yüksek
• Mal sahibi evde ağırlıklı olarak erkek
• Erkek aldattığında boşanma nedeni olma ihtimali %50 civarındayken, kadın aldattığında %95 oranında boşanma nedeni sayılıyor
• Ailenin onay vermediği evlilikler %94 oranında gerçekleşmiyor.

Özellikle Türkiye gibi, geleneksel toplumlarda kadın, evlendikten sonra eş, sevgili rolünü geri plana atmakta veya atmak zorunda bırakılmaktadır. Çünkü “kutsal” sayılmaya başlanan kadın ile eşi arasına mesafe giriyor.
Saçını süpürge eden kadın rolünün baskısı, içgüdülerimizi bile körleştiriyor.
Türk kadınının, cinsel hayatı, çocuk doğduktan sonra büyük sekteye uğruyor.

Türk kadınının özlem duyduğu, evlilik ve çocuk sonrası ilişkinin dizi haliydi Asmalı Konak. Hala Seymen Ağa, ideal erkekler arasında sayılıyor. Peşinden gelen hiçbir “Ağa”, onun eline su dökemedi. Kıskanç tavırlarıyla doğulu, hazırladığı sürprizler ile batılı ERKEK’ti, Sevdiğini söyleyebilen, karısı ile seks arzusu içinde olan ERKEK’ti.

Sonuçta hayat kimse için adil değil. Ne Aliye kadar şanslı oluyor kadınlar ne de hayatlarında bir Seymen Ağa oluyor onların ayaklarını yerden kesecek. Hayat, ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar için kolay değil. Evi çekip çevirme sorumluluğu, çalışan hemcinslerinin sahip olduklarını görmek, evde ezik hissetmek, kendini kanıtlama arzusu, örnek anne olma ihtiyacı, saygı görme isteği…

Çalışan kadınlar bile erkek dünyasında kadınlıklarından uzaklaşıp, hayatta kalmaya çalışıyorlar. Yönetici olma isteği, erkekle eşit algılanma arzusu, kariyer yaparken anneliğin zor gelmesi, hormonlar ve egolar arasındaki dengesizlik, çözülmeye çalışılan dilemma…

Aslında kadının derdi bence aldatılmak değil, kadının derdi değişen toplumda kim olduğunu bilememek ve bunun sonucunda da yaşadığı travmanın ev yaşantısına yansımasıdır.

Kadın evden çıktıktan sonra hemcinsine de kurt olmuştur. Ve evde kalanlarla, çalışanlar arasında yaşanandan erkekler galip çıkmıştır.

Bir 15 yıl daha bu değişen kadın profilinin ekmeğini yiyecekleri ortadadır ama sonrası Amerika’nın yeniden bekarete önem verip, çekirdek aileye dönmesi gibi olacaktır, biz de “Ah nerede hata yaptık!?” diye dövüneceğiz.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: nerdesiniz?
Gönderen: Elvan Çolakoğlu / , Türkiye
11 Mayıs 2010
siteye yeni katıldım yazılarınızı yeni okuyorum ...Artık Yazmıyor musunuz?Saygılarımla..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hiçbirimiz Kardeş Değiliz
Sean Paul ile Obezitenin Ne Alakası Var?
Aslında Herşey Kurtuluş Savaşı"yla Başladı...
Aslında Hiçbir Şey Değişmedi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Size Aşık Olabilir Miyim?
Bugün Seni Her Zamankinden Çok Özledim
Nefesimi keseceksin biliyorum!
Korkak Erkeklerden Sıkıldım
Aşk, askerlik, erkekler...
Her Sabah Aynı Adamla Uyanmak...
Kadın Olmanın En Güzel Tarafı Erkeklerdir
Red Kid
Korkak Erkeklerden Sıkıldım - 2
Bir gün size ahlak-sız bir teklifle geleceğim...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Bu Gece [Şiir]
Nehir, Deniz, Sen vs. [Şiir]
Aşkı Küstürdük! [Şiir]
Bir Islık [Şiir]
Aşktan Korkan Adam [Roman]
Kurtlar Vadisi [Eleştiri]
İlk Gece Birlikte Olmayacak Hatun Aranıyor [Eleştiri]
Sevmedende Olur Diyorlar! [Eleştiri]
Benim Kocam Ab"ye Karşı [Eleştiri]
Reklamcılar ve Topluma Ettikleri [Eleştiri]


ESRA BAYKAL ÇETİNKAYA kimdir?

Arıza hallerin dışa vurumu

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL ÇETİNKAYA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.