Seni...

yazı resimYZ

öznesi vurulmuş bir cümleyim
devrilmişliğinin kasvetiyle kangren sancılara tüneyen
ve bunca kaçakken diz boyu durağan...

seni...
ömrümün müflis taciri
zamanın sultasında eskiyen coğrafyamın puslu haritası,
yenilgimin kızıl tuğrası,
"rotası silikleşmiş tufanıma bir yarayı daha kana"

parçalarken yüreğimi kapanan kapılar ardından
pusuda sağır bir kimsesizlik büyütür ellerini
ertelenmiş bir dirilişi yüklenirken kanatlarım
gözlerinde kör suskunluklar taşıyan bir alfabenin
avuçlarımda eksilen sesiyle
"bir gitmeyi daha kat kendine"

yırtık kefen yetimliğinde talan edilmiş emanetlerim

seni...
kavgamın tamamlanmış miadı
tenimde neşter yarası
konuşurken felaketine keyıtlı bir lisanı
"bir güneşi daha bat"

düş yorgunu bir kent sabahında
sesinde isimsizliğim
cebinde adressizliğim
avlunda kuraklığım
yüzümde sıtmalı gülüşlerle
ellerim çarmıha mahkum
gözlerinin alazında bir şehrin kuşatılmışlığı
yorgun bir halk isyanı
ve yenilgim
sonu yok mahşerime yol veren kıyametlerin...

.................................................

öznesi vurulsa da tümcelerin, yüklem asıl yerini her zaman korur...

eylem! eylem! eylem!-ektedir, an olur!-

yürümeye muktedir odur...

devrik değilse tabi cümlesi, özneye yapılan gönderinin...(aslında beckett'çe, devrik olsan bile kalkıp kalkıp ayağa, bir daha devrilen; en iyi devrilen; en güzel devrilen; devrilmekten dâhi yılmayan olun'malıdır da...)

gizlensen de gizlenmesen de çok şey anlatır vurgun olmak; bir öznede... vurulmaktır bir bakıma giz... alttan alta... çakmakta yatar selâmını öfkenin K'sının, bir duvarın yüzüne... en kof hâlinin değil, öylesi susmaların!

emaneti yırtık pırtık ya da her bir yerinden yamalı ya da bir paçavra olarak bile sahibi saydığına devredebilmek, bâzen, büyük maharettir...

ama eksiltilmişse cümle, bitimine artı üstüne artı koymak dururken, kasten; rota, yanlış gemiyi seçmiş demektir... üzerinde dirilmek için... o geminin güvertesine güzel bakışlı güvercin konmaz olur! o geminin kamarasına, gözü açık değil hoş, gözü aç gölgeler dolar!

bak, kapı kapalıyken ama; delikte imiş göz her dem:

"parçalarken yüreğimi kapanan kapılar ardından
pusuda sağır bir kimsesizlik..."

kimse, sadece sizsinizdir bâzen...

kanayan yaraya merhem, siz olabilirsiniz yalnız, bâzen... çığlık atmanız yeter! bir adres aramaya lüzum yoktur çoğunlukla! şişe, illâ ki gelir sizi bulur... ateş yakmak için çakmak, kibrit aramaya kalkışmak, bir adada iseniz işte-sağır bir kimsesizlik sünmüşse iliklerinize ve iliklerine doğanın- biraz aşağılıktır; biraz aşağıya göz dikmektir!

yüreğinizdeki taşları çıkarıp birbirine sürtmeniz kâfidir!

paltonuzun cebinizde, dünden kalma-hep hayalde de olsa...- bir kâğıdın tozları, her zaman vardır... demirleşmiştir hem, durmaksızın koşan zaman atının nalları altında ezile ezile... ezile ezile! aralara sinmiştir...

parmak uçlarınız mıknatısa bürünsün, yeter...
Şair/Yazar: edebiyyat Tarih: 15.09.2006

Başa Dön