Bu yazıyı yazmayı uzun süredir düşünmeme rağmen bir türlü klavyeye dokunamadı parmaklarım. Galiba anlatmak istediklerimi yanlış ifade etmekten korktum.

Şimdi hazırım.

Bir erkekte ne ararsın, tarzında sorularla sıklıkla karşılaşır oldum. Hayatıma birini kolay kolay almadığım ve erkeklerle bir çekişme içinde olduğum düşünüldüğünden midir nedir o huysuz görüntümün ardını görmek isteyenlerin klasik soruları! Cevaba kifayetsiz kaldığım ve bu tip soruları geçiştirmeye çalıştığım anlarımı düşününce, beni ancak cesur ve güçlü bir erkek etkileyebilir, cümlesinin detaylarını izah etmek zor geldi belki de…Hele de olay cesaretten ve güçten ne anladığınıza bağlıyken…


İtiraf ediyorum: Korkak ve güçsüz erkekleri sevmiyorum hatta bu tip erkeklerle on dakikadan fazla aynı havayı soluyamıyorum.

Korkak erkeklerden korkuyor da olabilirim!


Güçlü ve cesur erkekler:


Hani yanındayken kendinizi güvende hissettiğiniz, bir sıkıntınız olduğunda sadece sesini duymanın bile sizi rahatlattığı erkeklerden bahsediyorum. Şefkatle laubalilik; cesaretle küstahlık arasında sıkışıp kalmamış, sözüyle özü bir, gövde gösterileriyle mangal (?) yüreğini sergilemesine gerek kalmadan yüreğinin sıcaklığında eridiğiniz, saçma sapan bir bahaneyle size acı çektirmenin ve yüreğinizi sızlatmanın hiçbir işe yaramayacağını algılamış erkekler…

Hangi yaşta olursanız olun gözlerinizin içine baktığında kendinizi dünyanın en güzel kadınıymışsınız gibi hissettiğiniz, ellerinizi avuçlarının içine aldığında ‘huzur’ budur dediğiniz, yola beraber çıkmaya ve bir ömrü beraber geçirmeye ‘evet’ diyebileceğiniz erkekler…Korkusuzca size aşkı yaşatabilecek, gücüyle güçleneceğiniz cesur erkekler.




Güçlü ve cesur erkek giderse;

Bir gün hayatınızdan çekilmesi gerekiyorsa bile; tek ayak üstünde kırk yalan söylemeden, mertçe, adam gibi gidebilmeyi bilen cesur, ‘unutamadığımız’ ve yerini asla dolduramadığınız güçlü erkekler.


Yokluğunda afalladığınız, kesik kesik nefes aldığınız, fincandaki kahve telvesinde hala adının baş harfini aradığınız…

Hiç beklemediğiniz bir anda onu karşınızda gördüğünüzde kalbinizin yerinden oynadığını hissettiğiniz, olur da sizi ararsa telefonun ekranında ismini gördüğünüz anda telaşlandığınız,
sizden sonraki hayatını merak ettiğiniz, ona dair hiçbir ayrıntıyı unutmadığınız (en çok sevdiği yemeği yerken boğazınızdaki düğüm, kullandığı parfümün kokusunu duyduğunuz an bulunduğunuz mekandan bir an önce kaçma isteği…) erkekler.

Yüreğinizden gitse bile, bir gün ona ihtiyacınız olduğunu söylediğinizde ‘yanındayım; üzülme’ diyebilecek kadar olgun, dostluğu rafa kaldırmayacak kadar vefalı, hayatın bir noktada sizi de yorabileceğini anlayabilecek kadar asil erkeklerdir onlar.

Bazılarına göre hala güç ve cesaretin; para, pul, çul ve kaba kuvvet sanıldığı bu dünyada inatla farklı bir dili konuşarak güç ve cesaret aramaya devam edeceğim! Gücünden ve cesaretinden emin olduğum erkekle de son zamanların klasik sorusunun uzantısı olan ne zaman evleneceksin, sorusunu ‘evleniyorum artık; gözümüz aydın’ diyerek cevaplayacağım gönül rahatlığıyla!

Peki bir zamanlar güçlü ve cesur birini tanımış olabilir miyim? Evet!


Ama onun kadar cesur ve güçlü olmadığım ayrıca yazılarımı da artık okumadığını bildiğim için yüzüne söylemek yerine yapabildiğim en iyi şeyi yapıyorum: YAZIYORUM.

Yani tercih hakkımı yazmaktan yana kullanıyorum! Ölümsüz olsun diye…

30 OCAK 2008
03:30
BİNNUR EDİSAN