Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
İşe gittiğin dışarıya değil; markete gittiğin, maça gittiğin, çocuğu bıraktığın, kahveye ya da komşuya kadar gittiğin, kiralık-satılık onca "-lar" arasındaki dışarıya da değil. Yüzyüze geleceğin "sen ve çevre" içinde olmalı bu. Dışarısı derin olmalı. "Gece ve Dışarısı", ancak sinema kıvamına gelirse damakta; "kıvamı" daha bir gün kadar olunca "kalıcı" olmamalı. Sonra hiçbir şey olmamış gibi bakmamalısın şu dünyaya artık. Büyüdüğünü de, sadece canını acıttığında görmemelisin. Hatta bırak, hata arayanlar tanışsın en çok o tarafınla. Kısmet işte... O tarafın hep iyisini bilir. M.G.T. ****** Sözlerim... Bütün insanların geçiş durumlarına bağlı. Sözlerimi büyütebilirim de; "bütün insanlığın geçimine bağlı" gibi... Bir bir yaşıyoruz... Birilerini seviyor, birilerine inanıyoruz, bir şeye inat ediyor, bir yerde kirleniyoruz... "Yok" deyip kalkıyor, zira "evet" diyene gülümsüyoruz, yolda yürürken olanları aklımız almıyor ama hesap verirken "dünya kuş çeşitleri"ni bile sayabiliyoruz. Çocukları korumak isterken, büyükleri üstümüze düşmekle itham ediyoruz. Kitap okumayıp köşe okuyunca ancak gişelerden geçiyoruz. Sokağa çıkınca "hava, dükkanlar, güneş, ah canım simitçim bugün ne de sıcak" diyor fakat eve girer girmez her şeyi dışarıda bırakıp "şu ayakkabıların haline bak, tabi o sokağın daha yapılacağı yok" deyip surat asarak sofraya oturuyoruz. "Kasaba dolusu insan gibiyim mübarek" şeklinde yaşıyor ama henüz içimizden eleştirilere geleni tanımıyoruz. Tartıyoruz ama hep bir eksik söylüyoruz. Gidiyoruz ama götürmüyoruz. Kalıyoruz ama dinlemiyoruz. Bilmiyor ama ezberliyoruz. Geçmişi daha da ilerlemek için değil; yerimiz için, çıkarımız için kolluyoruz! "Görünüşe göre" duruyor, "ama niye canım" diyerek, göreceli olanı kenara iteliyoruz. Bir adım; Ya şüpheyle yaklaşıyoruz ya da fıstık atar gibi... "Nasıl olsa içindeki ben değilim" diye... Oysa burası bilmediğimiz bir yer değil. Bir devirdir dünya! Ve zaten-vaat edilmeyen "o" bahçeleri de vejetaryen! Bi' dünya kıpırdamıyor ama! "Nasıl olsa içindeki benim" diye mi? Muna Genç T.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muna Genç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |