..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Tıp > Duygu Biricik




5 Mart 2008
Lekesiz Zihnin Sonsuz Işığı ve Propranolol  
Duygu Biricik
Bu galiba benim en sevdiğim yazım


:CCJB:
Charlie Kaufman ve Michel Gondry'nin bütün sinema hünerlerini sergilediği adını Alexander Pope'un şiirinden alan "Eternal Sunshine of the Spotless Mind", türkçe çevirisiyle "Lekesiz Zihnin Sonsuz Işığı" 2004 yılında bir çok ülkede yayınlanmasına rağmen anca 2006 yılının başlarında birebir çeviri yapmaktan hoşlanmayan çevirmenlerimizin verdiği isimle "Sil Baştan" olarak türk izleyicilerle buluşabilmişti. Bilim-kurgu olarak değerlendirileceğimiz bu film ben de dahil olmak üzere kalabalık bir kesimin "kült film" arşivinde muazzam bir yer edinmişti. Filmi izlemeyenler için kısaca özetlemek istiyorum: Clementine ve Joel sancılı bir aşk yaşar. Bu aşkın bitmesiyle Clementine soluğu tıbbi bir klinikte alır ve Joel'a dair bütün anıları hafızasından sildirir. Bunu öğrenen Joel da aynı yere gider ve doktor Mierzwiak'ın yardımına sığınır. Joel'un hafızasından anıları silinmeye başlandıktan sonra Joel aslında Clementine'i silmek istemediğini farkeder. Clementine ve Joel dışında bir başka anılardan arınma olayı da Mierzwiak ve sekreteri arasında geçer. Her iki durumda da sonuç matematiksel bir önermeyle açıklanabilir: Kişilerin ve anıların hafızadan silinmesi sayısının olayların yeniden yaşanmasına oranı 1dir.

     Filmi izleyen bir çok arakadaşım anıları çöpe atma yöntemine çok özenmiş ve böyle bir şeyin gerçek olması için dua etmişlerdi. Dualar kabul oldu. Harvard ve McGill Üniversitelerinin ortaklaşa çalışması sonucunda "Sil Baştan" artık bir bilim-kurgu filmi olmaktan çıkıyor.Etkin maddesi propradnolol olan ve adı henüz konmamış ilaç hakkındaki duyumlar "Journal of Psychiatric Research" isimli elektronik tıp dergisinde doğrulandı. Her ne kadar ilacın etkisi fimdeki Jim Carry'nin beynine bağlanmış kablolarınkiyle bir olmasa da , olaylar ve kişiler tamamıyla unutulmasa da, travmalar sonucunda duyulan üzüntü ve stres ilacı alan kişi tarafından bloke ediliyor. Prof. Karim Naan'ın on dokuz güzide kobayı on yıl önce yaşadıkları tecavüz vakasına üzülmeyi çoktan kesmiş bile.

Bu bir robotlaşma...

     Filmin vermek istediği mesajı anlamayan arkadaşlarım tıptaki bu gelişmeye sevinedursunlar beni stresten arınacak olmanın stresi çoktan sardı bile. Her ne kadar bir tasavvufi olmasam da tasavvufun temel felsefesi olan insanın acı çektikçe olgunlaşması düşüncesine yürekten katılıyorum. Bir ampul propranololun benim tüm hayatım boyunca kalınlaştırmaya çalıştığım tecrübe kitabımı tek bir kıvılcımla yakması bana ters geliyor.

     Bilim öyle bir noktaya geldi ki bu ilerlemeyi kontrol altına almamız imkansız. İlk göz ağrımız biricik koyunumuz Dolly'nin klon klon kopyaları korsana düştü bile. Yeni racon insanlaşan robotlar yani cyborglar sanarken bir de robotlaştırılmaya çalışılan insanlar çıktı başımıza. Prepradonolol sağolsun eczanelerden "bir kutu mutluluk " aldığımız prozac devrine şimdi de "bir kutu sabır " ekleniyor. Aklın en kolay yolu seçmesini kendisine ilke edinen insanoğlu hatalar yapıp, sonuçlarını görüp ,bu sonuçları benimseyip üstüne gitmek yerine yine en kolayını yapıyor: unutuyor.

     Yaşadığımız her kötü olay bizi diğerlerinden üstün yapar. Her acı bir tecrübedir ve her tecrübe bilgelik noktasına bir adım daha yakın olmaktır. İnsan biyolojik olarak en gelişmiş akla sahip canlıdır ve aklın kontrolü yine kendi elindedir. Uykularımızı uyku hapları, kilolarımızı midemize atılan kelepçeler, duygu-durumlarımızı seratoninlerle düzenlemeyi tercih ederken biz kendimizi ne kadar yönetiyoruz? Yoksa kendimizi 10 mg bir kapsüle mi teslim ediyoruz? Söylesenize bu ilaçlarla biz ne kadar insanlık özelliği taşıyoruz?

     Düzensiz hücre bölünmesi diye tanımlanan kanser gibi düzensiz teknoloji gelişimi de bir hastalık işte.Tüp bebek teknolojisinin ilk ürünlerinden biri ,Kutay, benim arkadaşımdı. Bizden bir nesil önce annemin hiç tüp bebek arkadaşı olmamıştı. Korkarım ki bundan bir kuşak sonra bizim çocuklarımızın cyborg arkadaşları olacak ve onlar da "Benim annem küçükken hiç cyborg görmemiş " diyecek. Annem ilkokuldaki en keyifli anın kantinden alınan bir simit bir gazozun tüketimi sırasında yaşandığını anlatırdı. Biz hamburger çocuklarıyız. Belki de bizim çocuklarımızın cyborg arkadaşları için okul kantinlerinde aromalı motor yağları bulundurulacak. Belki de benim çocuğum bana neden Ceyda'nın annesi gibi akşam yemeği için üç molekül folik asit hazırlamadığımı soracak. Kim bilir?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tıp kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tanrı Gördü Beni

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkın Kimyası
Gülücüğün Bilimi: Neden Güleriz?
Zeka Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Küresel Ikınma [Öykü]
Kıskançlık [Öykü]
Boş Bir Kağıtla Neler Yapılır? [Deneme]
Güzellik Önerileri [Deneme]


Duygu Biricik kimdir?

Herkes yazar. "O" da yazar.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Duygu Biricik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.