Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Rendımimeycs yapımı kısa filmler Mavide Saklanmak ya da Asfaltta Sonbahar’a kısa film festivallerinden birinde rastlayanınız olmuştur belki. İşte o filmin yönetmeni, oyuncusu, kameramanı arkadaşım Ali Çağlar Özkan bir gün başından geçen bir olayı anlattı.Çağlar Boğaziçi Üniversitesini kazandığı ilk sene( Boğaziçi’nde okuyan arkadaşlar yurt odalarının belirlenmesindeki hiyerarşiyi bilirler. Büyük sınıflar iyi odaları kapar.) görme özürlü biriyle arkadaş olur. Yurt müdürlüğünün prensiplerinden biri de hayatta bütün organları ful kapasite çalışan insanlara kıyasla daha çok zorluk çeken engelli öğrencilerin yaşam standartlarını yükseltmek için kaliteli odaları tahsiste önceliği engellilere tanımaktır. Ve ne yazık ki Çağlar’ın tanıştığı arkadaş da görme özürlüdür. Kendisine iki kişilik oda çıkan Soner refakatçi isteği için yurt müdürlüğüne başvuruda bulunur ve Çağlar da ilk senesinde boğaz manzaralı odaya edebiyat okuyan ve edebiyatçıların anlata anlata bitiremediği İstanbul’un güzelliklerini göremeyen oda arkadaşıyla birlikte yerleşir. Çağlar Soner’in göremediğini unutur zaman zaman yatmadan önce ışıkları kapatmasının onu rahatsız edip etmeyeceğini bile sorar. Bir akşam bu iki arkadaş kampus içerisinde turlarken elektrikler kesilir. Çağlar gayrı ihtiyari durur. Soner “Ne oldu?” diye sorar. Elektriklerin kesildiğini öğrenince Çağlar’ın elinden tutar ve “Bu sefer ben seni odana götüreyim” der. Bu hikayeyi ilk dinlediğimde belli etmemeye çalışsam da tüylerim ürpermişti. Bana Göz Kulak Ol(See no evil hear no evil) filmindeki gibi görememe ve duyamama durumu gerçek hayatta insanı güldürmüyordu. Boğazın gece ayrı gündüz ayrı güzel olduğunu göremenin, bir kıyafetin üstüne yakıştığını hissetmenin, renkleri tanımanın, karın pamuk pamuk yağışını seyretmenin imansızlığını düşündüm bir süre. İçim tarifsiz bir şekilde acıdı. O an bütün göremeyenler için bir şey yapmak istedim. Meğer Londra Üniversitesi moleküler biyoloji ve genetik profesörü Robin Ali ve Londra Moorfields Göz Hastanesi doktorları benim o an hissettiklerimi çok önceden hissetmişler ve on beş senedir de görme engelliler üzerinde çalışıyorlarmış. Çalışmalar geçtiğimiz günlerde ilk meyvesini verdi. Doğuştan körlük olarak bilinen Leber's Kongenital Amorosis hastalığına sebep olan RPE65 geni DNA sarmalından çıkarılarak yerine sağlıklı gen yerleştirilmiş. Böylece görememe sorunu ortadan kalkmış. İlk denek Robert Johnson başta olmak üzere genleri değiştirilen yaklaşık 12 hasta şimdilik hiçbir sorunla karşılaşmadığını ve görebildikleri için de çok mutlu olduklarını belirtmiş. Araştırmacılar ise bir çok genetik çalışmadan farklı olarak kendi projelerinin etik tartışmalara konu olamayacak kadar ulvi olmasından memnun. Ali’nin yaptığı açıklamaya göre doğuştan görme engellilerin yanı sıra , görme güçlüğü çeken insanlara da faydalı olabilecek bu çalışma henüz tamamlanmadı. İnsanlık üzerinde uygulamaya geçirildiği gün dünya üzerinde sayısı 2000 ile 3000 arasında değişen insan bundan sonraki yaşamında sinema seyredebilecek, çevresindeki insanların yüzlerini tanıyabilecek. Göz genetiği üzerine çalışan tek kişi Robin Ali değil. Londra Üniversitesinin yaptığı bu çalışma başta Pennsylvania, Florida, ve Iowa Üniversiteleri olmak üzere bir çok okulun laboratuarında geliştirilmeye çalışılıyor. Ve sevindiricidir ki bu araştırmanın geleceği parlak görünüyor. Belki diyorum, Soner de bir gün bu yazdıklarımı ellerini kullanmadan okuyabilir ya da Çağlar’ın çektiği filmleri izleyebilir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Duygu Biricik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |