İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Küntü Kenzen mahfiyyen Ben gizli bir hazine iken Bilinmek murad ettim, sevdim Ve sizleri Halkettim Buyurdu Hâkk... Seni nûrundan böldü Rahmân Seni kendi aşkından yarattı Sana olan misilsiz aşkından Ve senin nûrundan Halketti bilcümle kâinâtı Levlâke buyurdu sonra, Sen olmasaydın sevgilim Bu kâinâtı, bu revnâkı Bu cümle eflâkı yaratmazdım İşte seni böyle sevdi Hâkk, Sonra Arz'ı yarattı Hâkk, Arzın içinde hayvanâtı, nebâtâtı yarattı, Dağlar birbirini sürdü Yağmurlar, seller Mübârek ayağını basacağın Toprakları süpürdü Hâkk Emriyle rüzgarlar Mahlûkâta hayat üfürdü... Arza sürgün edilince Âdem Hâkk'ın rahmetini talep edince Göğe yazdı Cibrîl ismini Ve Senin ismin hürmetine Kabul eyledi Hâkk tevbesini Sana olan aşkından Ve Âdem'e nûrunu koymasından Âdem aşık oldu sîretine Mesrûr sana ilk baba olmasından Sana gelene kadar Bilcümle peygamberân seni sevdi Öyle sevdi ki yüce Rahmân'dan Senin ümmetin olmak diledi Mahrum kalmak istemedi bu onûrdan Senin sevginle yoğruldular Canları evlatları bahasına Tevhidi sana taşıdılar Seni İbrahim sevdi Beytullah'ı yapınca İsmail'le Yalvardı Rabb'ine Ey Alemlerin Rabb'i Bizi sana teslim olmuşlardan kıl Ve bizim nesebimizden Sana tâbî müslimler halkeyle Sen herşeyi bilensin… İşte böyle sevdi seni İbrahim, Neslim dedi sevdi İşte böyle sevdi İsmail... Ve senin aşkına sularını yuttu arz Senin aşkına soğudu kızgın nâr Senin o nûrun olmasaydı Kurtulmazdı Yu'suf kuyudan Çıkamazdı Yûnûs balığın karnından Olmazdı bütün olacaklar Dişi deve Salih'e mûcize oldu Senin aşkınla oldu Yu'suf Mısr'a sultan Dâvud'un elinde demir yoğruldu... Nemrud'u sivrisinek etti perîşân Ve aşkınla Fir'avn toz gibi savruldu Aşkınla emîr oldu cinlere Süleymân İsa seni söyledi Sizi Allah'ın birliğine davet etmeye Geldim, bir de en önemlisi Benden sonra gelecek olanı O nûr Ahmed'i müjdelemeye geldim Ve İsa seni sevdi Müjdem dedi sevdi İbrahim neslim dedi sevdi İsa müjdem dedi sevdi Abdulmuttalib torunum dedi sevdi Amine oğlum dedi sevdi Kureyş emînim dedi sevdi Hatice efendim dedi sevdi Fâtıma babam dedi sevdi Hüseyn dedem dedi sevdi Ashâb anam babam feda dedi sevdi Evliya sebebim dedi sevdi Dervişân peygamberim dedi sevdi Hâkk Habîbim dedi sevdi Ve buyurdu Hazreti Rahmân; De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız Ve onun tarafından bağışlanmak Sevilmekse muradınız Tabi olunuz bana ve getirdiklerime Böyle mümkündür kurtulmak Bağlanınız sünnetime Umulur ki Hâkk sizleri affeder Cennetini bahşeder... Bu emir hükmünce sevdi Sıddîk Hatta günlerin birinde Cebrâil sana geldi Ya Resûlallah sana selam olsun! Ebâbekr'e Hâkk Teâla selam söyledi Sor ona Rabb'inden râzı mıdır? Sor, kulum benden râzı mıdır? Zîrâ herşeyini uğruna infâk eyledi Sordun: Ehline ne bıraktın? Söyledi: Allah ve Resûlune feda olsun! Anam babam ona feda olsun! Onsuz hayat hayat mıdır? İşte böyle sevdi Sıddîk Allah ondan Râzı olsun Ve sen sevdin Sen sevdin tesbih etti seni taşlar Sen sevdin ay yarıldı ortasından Sen sevdin sular fışkırdı topraktan Sen sevdin koca bir ümmet kurtuldu Sen sevdin kurtuldu Uhud ehli helâktan Sen sevdin cennetlik oldu bîçâre başlar Koca Çanakkale küfre mezar oldu Hani bir gün Ashâbına Demiştin ki ey Ashâbım! Keşke mümkün olsaydı da Nasip etseydi de Rabb'ım Kardeşlerimi görebilseydim Onlara yetişebilseydim Sana sordular Ashâb-ı Güzîn Ey Allah'ın Resûlü Biz değil miyiz senin kardeşlerin? “Ashâbımsınız” dedin O kardeşlerim ki sizin gibi perdesiz Görmeden sevecekler beni Biz de seni sevdik Ey Efendimiz Biz de peygamberimiz dedik sevdik Ahmed’imiz, Mahmûd’umuz dedik sevdik Görmeden, elini öpmeden Ayağın tozuna yüz sürmeden sevdik Şefaatini umup sevdik Hasretine yanıp sevdik Arş'ta seviliriz diye sevdik Sırf senin diye Ashâbını da sevdik Evlâdını da sevdik Ezvâcını da sevdik Etbâını da sevdik Ahlâkını da sevdik Misilsiz sevdik Eğer bizsek Ashâbına söylediğin Onlar kardeşlerim dediğin bizler isek Dua eyle bizlere de ey Nebîler Serveri! Şefaat Eyle... Ey Âlemleri ve mahlûkâtı Aşkı uğruna yaratan Rabb'imiz O'nun hürmetine Affeyle günahımızı Nasbeyle felahımızı Setreyle aybımızı Cemâlinle müşerref eyle Hâkk yolunda kâim Habîbin yolunda dâim eyle O'nun aşkına şefaatini bahşeyle Cemâlini bahşeyle Komşuluğunu nasbeyle Ya Mâlik-El Mülk...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Köse, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |