Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Özlemin kurak çöl gibi kavurduğu şu son zamanlarda, Istanbul’umdan bir mail düştü posta kutuma. Gazetemdeki makalelerimi okuyan bir okuyucumdandı.. Yazının altına bir de dip not düşmüş. “ Yazılarınız çok etkiledi beni. Milli duyguları zayıflamış her insanın ibretle okuyacağı bir yazı sitiliniz var. Halide Edip’ler Yaşıyor Ne güzel!” Aslında abartı övgüler hiç de hoşuma gitmez. Düşünürüm altından hangi “Çapanoğlu” çıkacak diye. İltifat her insanın hoşuna gider. Kimin gitmez ki! Ama aşırısı da sıkar, derim kendimce. Gelelim bana gönderilen yazıya; “ Bir konuşma sırasında adamın biri orada bulunan kadına sormuş: -“ Nasıl bir erkek arıyorsun?” Kadın bir süre sessiz kaldıktan sonra adamın gözlerinin içine bakarak sormuş: -“ Gerçekten bilmek istiyor musunuz?” Adam biraz isteksiz,” Evet” demiş. Bunun üzerine kadın başlamış anlatmaya: -“ Bugün bu yaşta bir kadın olarak, bir erkeğe onun benim için benim kendime yapabileceğimden fazla ne yapabileceğini soracak konumdayım. Kendi masraflarımı karşılıyor ve bir erkeğin yardımına gerek duymadan evimi idare ediyorum. Böyle olunca,” sen masaya ne koyuyorsun?” sorusunu sorma konumundayım.” Adam kadına bakmış. Paradan söz ettiğini düşünüyormuş. Kadın hemen bu düşünceyi düzeltmiş. -“ Sözünü ettiğim para değil. Ondan öte bir şey istiyorum. Hayatın her alanında mükemmeliyeti arayan bir erkeğe ihtiyacım var.” Adam arkasına yaslanıp kollarını kavuşturmuş. Kadından biraz daha açıklama istemiş. Kadın başlamış anlatmaya: -“ Kendini zihnen mükemmelleştirmeye çalışan birini istiyorum. Çünkü sohbet ve zihnen uyarılma arıyorum. Basit bir adama ihtiyacım yok. Ruhen mükemmelleşmeye çalışan birini arıyorum, çünkü dengesiz bir birleşmeye ihtiyacım yok. İnananlarla inanmayanların bir araya gelmesi felakete yol açar. Bir kadın olarak yaşadıklarımı anlayacak kadar duyarlı, ayağımı sağlam basmamı sağlayacak kadar güçlü bir erkek arıyorum. Saygı duyabileceğim birini arıyorum. Ona boyun eğmem için onu saymam gerekir. Kendi işini, hayatını yürütemeyen adam boyun eğemem. Boyun eğme konusunda sorunum yok. Yeter ki, buna değer biri olsun. Tanrı, kadını erkeğe eş ve yardımcı olarak yaratmış. Kendine yardım edemeyen adama ben yardım edemem.” Adam yüzünde şaşkın bir ifade ile otura kalmış! -“ Çok fazla istiyorsun!” demiş. Kadın hafiften gülümsemiş: -“ Değerim çok fazla!” diye yanıtlamış. Evet, değerlerinin farkında olup ta değerlerimizi bilen erkeklerimize bu yazı aslında. Ben de aklıma gelmişken bir fıkra ilave edeceğim bu anlamlı yazının altına. “... Evli bir çift hafta sonunda balık avlayabilecekleri bir göle giderler. Erkek alaca karanlıkta balığa çıkmasını, kadın ise kitap okumayı severmiş. Bir sabah, eşi saatler süren balık avlanmaktan eve dönmüş ve dinlenmek için uykuya dalmış. Kadın etrafı fazla bilmemesine rağmen, tekneyle açılmaya karar vermiş. Kısa bir süre kürek çektikten sonra demirlemiş ve kitabını okumaya başlamış. Bir süre sonra kendisine seslenen ve botuyla yaklaşan göl bekçisine başını çevirmiş. Aralarında kısa bir konuşma başlamış: -“ Günaydın hanımefendi. Burada ne yaptığınızı sorabilir miyim? -“ Gördüğünüz gibi okuyorum. Bu açık değil mi?” -“ Ama balık tutmanın yasak olduğu bölgede bulunuyorsunuz.” -“ Ama balık tutmadığımı görüyorsunuz ya.” -“ Evet, ama komple ekipmana sahipsiniz, sizi alıp ceza kesmem gerekecek!” -“ Eğer böyle bir şey yaparsanız, sizi tecavüz etmekten şikayet ederim!” -“ Ama size hiç dokunmadım ki!” -“ Evet, ama komple ekipmana sahipsiniz!” Gülümsemeye en çok gereksinim duyduğumuz şu son aylarda, bu fıkra bana ilaç gibi geldi. Yukarıda yazdıklarımı sindirebilecek ve biz kadınların ruhlarını analiz edebilecek erkeklerin yorumlarını, merakla bekliyorum. Yüzünüzden sağlıklı gülüşler, yüreğinizden sevgi eksik olmasın. Emine Pişiren/Edremit Olay Gazetesi/25-04-2008 Not: “ Yazılarımı okuma zahmetinde bulunup, yorum yazan tüm ziyaretçilere ve yazar arkadaşlarıma şimdiden sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Sevgi ve saygılarımla.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |