Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Gece mi sen, yoksa sen mi gecesin? Öyle bütünleşmişsiniz ki, ayıramıyorum sizi. Çıkarıp seni karanlıktan, öpüştüremiyorum gün ışığıyla. Gözlerinde şimşeklerin çaktığı gecede takılıp kaldı gözlerim. Kaybettim kendi üzerimdeki hakimiyetimi. Yağmurlu bir kış gecesinde, aşkınla ısındığım evinde kaldı yaşamın anlamı.. Kendimi aldım karşıma. Kavganın en somut halini yaşıyorum ruhumla. O ruh ki; direndi esarete zaman tanımayan aşklar boyunca. Nasıl becerdin bilmem ama esaret halkasını taktın aşkla süsleyip ruhuma. Edilgen bir köleye dönen ruhuma söz geçirebilmek adına kavgam. Öfkemin iğneli okları çift yönlü. Battıkça ruhumun saf aşkına, kanıyor kavgamla yorgun kalbim aynı anda. Pare pare sana dair tüm duyumsadıklarım. Hangi akıl hakim olabilmiş ki ruha, alayım kalbimi avuçlarıma, gücümü hissettireyim varlığında eriyen varlığıma? Aşka esir olanların esaretinde koşulsuz bir aidiyet var. Bir kez geçti o pranga kalbime, ellerim uzanmıyor zincirlerimi çözmeye... Titriyor kalemim. Kırmak istiyorum ellerimi. Senin ellerinde uyandım aşka. Ellerim değilmiş yalnızca ellerine teslim ettiğim. Hangi demirden pençe söküp alabilir izlerini anılarımdan? Parmaklarımın her biri kırılsa öfkemin kasırgasından , silebilir mi avuçlarımdaki terinin gerçekliğini geçmişimden? Titrese kalemim, kırılsa ellerim, geçer mi öfke nöbetlerim? Ellerim, dinleyemeyip beynimin buyruklarını uzandığında telefona, attığın mesaj geliyor ekrana. Sevgililer gününde, sevgililiği onadığın birkaç cümle alaycı bir sırıtışla bakıyor bana. Saint Valentine’ı da ortak ettin ya oyununa, ne diyeyim? Senin oyunculuğunun üstüne kimseyi tanımam bu camiada. Adının geçtiği cümleleri duymasın diye kulaklarım, tüm evrene kapılarımı kapadım. Gözlerim buluşmasın yanlışlıkla gözlerinin ışığında diye, elimden gelse sonsuzluk uykusuna yatacağım. Tüm şarkılar düşman oldu sayende Her melodide, her tınıda seni bulmaktan ölesiye yorgunum... Ne vakit Boğaz’a dalsa gözlerim, kulaç atıyor sana düşlerim. Ne vakit düşsen aklıma, isyan ediyor aklım aşkıma. Gece siyah kollarına alırken beni, istemsiz adımlarla yine geldim kollarına. Düş te olsa, bir göz kırpışta ortalıktan yok ta olsa, hayali kollarınla sarıl son kez, aşkınla kavga eden bu kadına. Kendimle daha fazla mücadele edecek gücüm kalmadı. Beni benden kurtarsana... Bendeki seni geri alıp, beni benimle bıraksana... Gecenin en koyu tonlarında kaybediyorum tüm renklerimi. Hani sana çok yakışıyor dediğin bir renk vardı –ki beyaz derler adına- hiç olmazsa onu yarınıma bıraksana. Saydamlaşan bir aşkın karşısında çırılçıplak bir acıya dönüştüm usulca. Aşkınla giydirip, beni benden korusana...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © FUNDA BİLGİLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |