"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
“AT SİNEĞİ” “At sineği” kelimesi sizlere neyi çağrıştırır bilmiyorum ama bana hiç de itici gelmiyor. Çünkü ben, muhtemelen bazılarının düşündüğü şekilde algılamıyorum at sineğini. At sineğini, nasıl mı algılıyorum? Doğrusu Sokrates’in “Savunma”sını okumayana kadar bana da itici geliyordu “at sineği” Hatta berbat… At sineği denilince, çocukluğumda müşahede ettiğim, küheylan gibi atlara musallat olan sinekler geliyor. O kadar rahatsız ediyordu ki hayvancağızı… Boynundan, gözünden, sırtından, kulaklarından her yerinden sokup duruyordu. O küçücük varlığıyla, dağ gibi cüsseyi hop kaldırıp hop oturtabiliyordu. Öyle ki; bazen tembel tembel, hatta uyuşuk uyuşuk yerlerde yatan kocaman gövdeli atları bir sokmakla huylandırıp ayağa kaldırabiliyordu. Sokmasa, belki de hiç ayağa kalkmayacak, saatlerce uyuyacak öylece.. Aslında şimdi de aynı şeyi düşünüyorum ama algılama şekli ve bende bıraktığı çağrışım değişti… Belki inanmayacaksınız ama Sokrates’in “Savunma”sını okuyunca ben de kendimi bir at sineği gibi görmeye başladım… Sokrates ki; “Atina'nın at sineği. Sokaklarda çıplak ayak dolaşıp akşama kadar insanlarla tartışan, bildiğini bilmeyeni uyandıran, bilmediğini bilmeyene, bilmediğini öğreten at sineği. Atinalılar rahatsızlık duydular at sineğinden tabi…” Bilindiği üzere Sokrates’in “Savunma” adlı kitapta, gençlerin aklını çeldiği ve tanrılara (tanrılarına, taştan, topraktan yapılmış tanrılarına..) inanmadığı iddiasıyla yargılanır, soru sorma yöntemiyle suçsuzluğunu ispatlamaya çalışır, ne var ki jüri tarafından suçlu bulununca baldıran zehri içirilerek ölmeye mahkûm edilir. İyi de, fikirleri yüzünden ölüme mahkûm ettirilecek kadar suçlu görülen bu insanı nasıl olur da, -bugün- hâlâ ayni fikirleri üniversitelerde hukuk dersi olarak görme ihtiyacı duyulur? Sizce de ilginç değil mi? Fikirlerinden dolayı hem ölüme mahkûm ettireceksin/öldüreceksin hem de aynı insanın fikirlerini üniversitelerde hukuk dersi olarak vereceksin. Geometri ve astronomide derin bilgisi olan Sokrates, varsıl ya da soylu olmayıp, heykelci bir babayla, ebe bir annenin oğluymuş. (Heykelci bir babanın oğlu olması bana Hz. İbrahim’i çağrıştırdı. Sadece çağrıştırdı.) Hani, Babil halkı da öyle yapmıştı ya. Malumunuz, Babil halkı, Puthaneye gider, putlara secde eder, sonra da evlerine dönerlerdi. Böyle bir bayram günü, İbrahim Aleyhisselam put haneye girip, bir balta ile bütün küçük putları kırar. Baltayı da, en büyük putun boynuna asar ve oradan uzaklaşır. Keldâniler, puthâneye girince bütün putların kırıldığını görürür ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak isterler. Hz. İbrahim'i getirip, bu işi sen mi yaptın derler, İbrahim aleyhisselam; « Kendisi dururken küçük putlara tapınılmasını istemediği için, boynunda asılı olan büyük put yapmıştır. İnanmazsanız kendisine sorunuz » buyurur. Onlar da, 'Putlar konuşamaz ki, sen onlara sor diyorsun' der. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam; « O halde konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz? Size ve taptığınız putlara yazıklar olsun » der, ama bu hiç bir fayda vermez, çünkü onlar : «Dediler ki. Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk ». Elhasıl kelam; İbrahim aleyhisselam putları kırınca putperestler bu işi onun yaptığını anlar ve ceza vermek üzere hapsederler Durumu Nemrud'a bildirirler. Sanırım gerisini siz de bilirsiniz. Nihai neticede, İbrahim aleyhisselam Nemrut tarafından ateşe atılır.. Bu olay gibi, Sokrates’in hayat hikâyesi de ilginç geldi bana. İlginç olan şey; neden Hz. İbrahim’i anlamazlar, neden Sokrates’i anlamazlar ve neden -ben bile anlaşılmıyorum- anlaşılmıyoruz? Anlaşılmamak ne felaket şey… ŞEVKET BAŞIBÜYÜK
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |