Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
TOPLUMUN TÜMÜYLE YÜKSELME ÜZERİNE Geçmişten gelen etmik yapımız olsun, siyasi yapımız olsun her zaman ya da çoğu zaman bir arada olmasını bildik. Ama şu günlerde her kesimden birisinin ya da birilerinin bir kutuplaşmadır lafı çıkartarak insanları derin bölünmüşlüklere sürüklediğini görüyoruz.Acaba hangi birimiz bu kutuplaşmalar sırasında nerede ve ne amaca uygun davranışlar yaptığımızı biliyor muyuz? Soruyorum kendisini bir cemaate ya da bir örgüte mensup görenlere; gerçekten bu gibi yerlere üye olupta üye oldukları yer hakkında gerçektende bir bilgi sahibi olarak davrandılar mı?Savundukları veya bağlı bulundukları hakkında bilinçlice bir faaliyette bulundular mı?Eğer bizler ne yaptığımızı ve nereye üye olduğumuzu bilmeden davranırsak sürekli bu ülkede bir kaos ortamı olacaktır ve bunun önüne geçmekte öyle sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.Mesela 8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, teröristler için birkaç çapulcudan ne çıkar ki korkulacak bir şey yok demişti.Ama o günlerde Turgut Özal bunun gibi bir şey yerine bütün toplumca birleşelim bu kendini bilmezlere karşı tek vücüt olup duralım diyebilirdi ama bu yapmadı.Gerçektende bu söylemini neye göre yaptı bilemem ama bu toplum son yüzyıl boyunca hep bölünmüşlüklere itildi.Kimi zaman geldi 1.Dünya Savaşı vurdu bizi.Kimi zamanda 60 darbesi veya 80 darbesi yüzünden hem ekomomice hem de toplumsal yaşam boyutunda sarsılıp durduk.Ve bu günlerde Ergenekon için bazıları olur mu öyle şey veya böyle açılım ile örgüt yoktur lafı ederek işin içinde çıkmaya çalışıyor.Geçmişte olduğu gibi olayları basite veya hafife almamız gerekir yoksa ortaya çıkan kötü sonuçlara acı bir şekilde karşı karşıya kalırız. Böyle her insanın kendi başına hareket ettiği bir toplum yerine herkesin bir olduğu kimsenin kimseden ayrılmadığı bir toplum yaratsak olmaz mı?Şu günlerde çıkan terör olayları olsun, Ergenekon davası olsun veya bambaşka olaylar olsun bu yaşananlar adına herkesin bir sözü oluyor.Böyle her kafadan bir ses çıkacağına bir bütünce olup ne olup bitiyorsa önce bekleyip sonrasında sonuçlara göre konuşsak olmaz mı?Herkes birbirinden ayrılacağına tek vücutta kalsak kafalarımızın içindeki düşünceler ayrı ayrı olsa da yine sabırla olanlar karşısında beklesek olmaz mı? Ben de bir birey olarak bazen kendimi tutamayarak yaşanan gelişmeler üzerine konuştuğum oluyor ama hiçbir zaman suçlayıcı bir hareketim olmuyor.Gelin görün ki medyamıza her biri ayrı telden çalıp ayrı telden söylüyor ne söylüyorsa. Öteki türlü olmaya çalışsak yani her kanal farklı farklı söylemler yerine yaşananlar üzerine sabırla beklememizi ve her şeyi hukukun üstünlüğüne bırakmamız gerektiğini söylese ve de kanallardan bir kısmının hükümet yanlısı olduğunun bir kısmınında muhalefet ya da bazı önemli iş adamlarının taraftarlığını yapacağına her bir kanal bağımsız olmayı denese olmaz mı?Her bir özel kuruluş birilerinin çıkarları uğruna çalışmasa gerçektende daha iyi bir toplum ve daha iyi ülke olmaz mıyız?Ayrıca bu tür kanallara çıkan bazı yorumcularda ülkeyi sanki bir bölünmüşlük kaplamışta artık elimizde hiçbir kalmamış gibi konuşuyor.Kimileri de günümüzde yaşanan olayları görünce birilerini koruma veya birilerinin çıkarlarına göre sözler söylemeye devam ediyorlar.Hatta bazıları yaşananlar ve yargının yaptığı bazı hareketler üzerine sözler söyleyip sonradan da sözünün sonuna ben yargıyı etkilemek istemiyorum diyerek işin içinden çıktığını söylüyor ama zaten bu konular hakkınde konuştuklarıyla bile yargıyı aslında etkiliyor ama böyle söyleyenler halkımızı hala 1960’larda kalmış gibi görüyor ya da hissediyor.Bu toplum istediği zaman ne yapacağını bilebilen bir toplumdur ve gerektiğinde halk elinden alınmaya çalışılan haklarını da korumasını bilen bir halktır. Kısacası daha iyi bir toplum olma yolunda biraz kendimize birazda başkalarının bizim hakkımızdaki görüşlerine kulak vermekten başka yapacak bir şeyimiz yok.Eğer başkalarını duymazdan gelirsek. Kendi sesimizide bu kalabalık toplum içinde yitirirsek hiçbir şey yapamadan başkalarının ya maşası oluruz ya da başkalarına efendi diyen kölelerden başka bir şey olamayız.Kendi başımıza yetecek kadar bir toplum ya da yaşam istiyorsak çevremizde olup bitenede bakacağız ve her söylenene de kulak verip dinleyeceğiz.Ama bu yapıp dinlerken altında art niyet aramadan yapacağız.İnsanlar arası ilişkilerde art niyet ve çıkar ilişkisi ortadan kalkarsa emin olun ki bu Türkiye’de bazı üst düzey toplumlar ya da üst düzey yaşayanlar gibi güzel günler görecektir.Bunun için önce biraz sabır ve karşımızdakini ve kendimizi dinlemesini bilmeliyiz. Yoksa o kadar ATATÜRK’ÜN dediği ‘’Türk insanı akıllıdır, zekidir.’’ Sözü tarihin derin bir sayfasında kaybolup gidecektir. Son olarak eklemek istiyorum ki biz Türk halkı olarak bir bütün şeklinde yükselmezsek birileri kendi çıkarları uğruna halkı ezip geçerse veya kendi çıkarları uğruna toplumun bütünüyle birlikte yükselmeyi ve kalkınmayı reddederse o zaman bu ülkeninde bu toplumunda hali gerçekten harap olmaktan çıkar iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.Gelin bir olalım Türk halkı.Bir olalım ki bizi bölmek isteyen iç veya dış mihraklara karşı ayakta kalmasını bilebilelim.Her konuda hassas ve duyarlı olmaya çalıştığımız gibi bu konuda da duyarlı ve hassas olalım.Yeter ki iyi düşünelim güzel günler elbet bir gün bizimle birlikte olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Barış Ünlü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |