İzEdebiyat - Didem - Gündüz Düşleri 1

Yanıyorum alev alev... Yanaklarımdan, kulaklarımdan, ellerimden tüm sinir uçlarımdan alevler fışkırıyor. Sanki bir yanım buz tutmuş, diğer yanım ise alev alev yanıyor. Şu an uyumak, korkunun serin sularına atılmak, uykunun girdaplarında boğulmak, bilinmezlerle karşılaşmak istiyorum. Bir bakış, bir his, bir güvence özlemimde.

Saç tokamı attım başımdan, kızıl hareli saçlarım ipek bir fluar gibi omuzlarıma yayıldı, içimdeki alev kadar olmasa da sımsıcak bir odada çırılçıplak oturmak, saçlarımın taranırken okşanmasından zevk almak, mest olmak istiyorum. Kızıştığımı hissediyorum, her an üstüne atlayabilirim, ruhum bedenimden ayrılıp bir zıplayışta sırtına çıkıyor, bacaklarımı doluyorum bedenine, üstüne çıktığımda parçan yarım kalıyor, gitarla çaldığın parçayı da, çalışını da dinlemeye bayılıyorum aslında, sadece gitar yerine beni çalmanı istiyorum.

Yıllar önce Pera Cafe de yaptığın gibi, gözlerimi kapamalıyım ve parmakların özenle dolaşsın elimde, bileğimde, benliğimde. Aslında ellerini bir yandan hissediyorum yüzümde dolaşıyor, işaret parmağın saçımın bir kısmını sol kulağımın arkasına atıyor. Göz bebeğim, göz bebeğinin en derininde kendimizden yansıyan benliğimizle bakıyoruz birbirimize.

Çaldığın parçanın adını hatırlamıyorum, cd den müziğin çaldığını duyarak seninle sarmaş dolaş dans ediyorum, öyle sımsıkı sarılıyoruz ki birbirimize, dengemizi bozarak devriliyoruz yere, yerdeki yumuşacık tüylü halıyı parmaklarımla okşuyorum. Senin parmakların önce yüzümde sonra boynumda dolaşıyor. Dokunuşlarınla kendimden geçiyor, bir yandan müziğinle sevişiyorum. Her şeyimle sana teslimim şu an, beni baştan yaratıyor, her dokunuşunla canıma can katıyorsun. Titriyorum yanında aynı eski günlerdeki gibi, sana dokunmamak için kendimi zaptetmeme vücudumun ruhumun isyan edişi gibi, Bonzai ağacını şekillendiren biri gibi özenle dokunuyorsun bana, bir yandan kendinden emin, bir yandan güvenli, bir yandan yeni doğan bebeği kucağına almaya korkarcasına, hele o bakışların anlatıyor bana senin sevgini, benim senin için olan önemimi, değerimi, sevgi ırmağında yıkanıyorum, gözümden iki damla yaş dökülüyor, dudaklarınla içiyorsun gözyaşlarımı, endişe ile kısılıyor yüzün, canımı yakmış olmaktan korkuyorsun. Korkma diyorum sadece çok mutluyum. Mutluluktan akıyor gözyaşlarım, başımı alıp göğsüne yaslıyor, usulca saçlarımı okşuyorsun. İç içe geçmiş bir halde, yumuşak tüylü halının üstünde birbirimizin sıcaklığıyla uykunun kollarına gidiyoruz birlikte.