..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > ELCiN ORHAN




24 Ağustos 2002
Neden  
Neden bitirmiştin, neden gittin

ELCiN ORHAN


Soramadığım “neden” sorusunu şimdi iki defa soruyorum “neden bitirmiştin.” “Neden gittin.”


:FAHJ:
      Neden                    
Çıkıp gelsen kapı, pencere fark etmez. Yüzün görsem bir yerlerden. Görememek ne acı seni, ellerini, gözlerini, sesini, kokunu özledim. Özlemimi anlatmak neye çare ki. Özlem hiç bitmeyecek. Bu gün, yarın yok ki bizim kavuşmamıza, kilometreler, miller deniz yolu, hava yolu, kara yolu, tren yolu yok sana gelen hiçbir yol, hiçbir şey yok. Yokta ben hala yolda insanların yüzlerine bakıyorum ya sensen diye, anlamsız umuduma bir anlam veremesem de sensizliğe dayana bilmemin tek nedeni belki de, içimde ki anlamsız umudum. Çoğu zaman dilimde öyle tuhaf, öyle hayret dualara sebep oluyor ki. “ keşke senden nefret edebilseydim, kötü olsaydın, kalbimi kırsaydın, ” ama hiç “seni sevmeseydim” DEMEDİM. Sen hayatım boyunca yaşadığım en güzel, en doğru, en özel, iyi enlerle dolu en değerli insansın. Senin için geçmiş zaman kullanamıyorum hâlâ, geçmişte kalsan da, gelecek zamanın, gelecek ihtimâlin olmasa da. Adın dilimden hiç düşmedi, bazen gülümsedim seni anarken, yokluğun dikildi karşıma gülüşümü aldı, göz yaşları kirpiklerimin ucuna bırakı verdi. Kimse sen gittin gideli bana anlam veremedi. Şen kahkahama ne olduğunu soranlara cevap vermedim.
Senin yokluğunu öğrenen ve bana teselli sözleri söyleyen insanlar dostlarımdı. Ama hepsi “üzme kendini” “geçer” “alışırsın” neye alışırım, ne geçer, nasıl üzülmem. Yokluğunun günlerini saydım ben. Bu gün 785. Gün sen yoksun. Kaç 785 gün daha sayarım, sensizliğe nasıl dayanırım bilmiyorum. Bana söz vermedin, ümidi ise ben her şeyden kendim yarattım. Anlam veremezken böyle büyük bir sevginin hâlâ mutlu sona neden ulaşamadığına, önce ayrılık kararın geldi senden, hayretler içinde kaldım da, içimde bir his senden nefret etmeme izin vermedi. Kabullendiğim ayrılık için soru bile sormadım, çantamı alıp çıkıp giderken sadece yüzüne son defa baktım. Her şeyi sormuştum ama senin bakışında ki cevabı ilk defa çözememiştim. Dilinin söylediklerini tastiklemiyor du. Hâlâ aşkla, sevgiyle bakıyordu. Dilimi tutan neydi bilmiyorum ama bir “Neden” diyemedim. Oanda dilimi tutan sanırım sormaman için dualarındı. Gittim, biz bitmiştik. Bu kadar uzun süren bir sevda. Bu kadar kolay mı? biterdi, sorusuyla 10 ay dile kolay tam on ay sensiz geçmişti. Dilimdeydin, umudumdun, yüreğimin içinde öyle duruyordun. Acı sözlerin aklıma geldiğin de sana hiçbir şey diyemiyordum. Neleri göze alıp sevmiştik biz birbirimizi. Seneler olmuştu sevgiyi büyütüp tam bir birimizi tanıdık, anladık derken bu ayrılık çok anlamsızdı. Benim ara sıra aradığım, sesini duyduğum, ama konuşamadığım telefonlar gibi.
Aradan geçen zaman içinde sadece
“neredesin” Sorusuna cevap bulabilmek için aradığım telefona uzandı yine elim. O da cevap vermiyordu artık. Artan merakım seni daha çok aramama sebep oluyor, konuşmak için kendime söz veriyordum. Ama sen açmıyordun.
Bir gün benim telefonum çaldı. Bir arkadaşımdı arayan seni sordu, görüşmüyoruz dedim. “Artık hiç görüşemeyeceksiniz” dedi. Sandım başka bir şehre gittin, sandım evlendin, sandım en kötü ihtimal başka bir ülkeye gittin. Aramızdaki mesafe uzadı. “Neden” soruma karşılık sorum kadar kısa oldu “Yılgör öldü, Elçin” yazılışında aramıza giren ölüm sözünü, yakıştıramadım sana, sonrasını hatırlamıyorum. Telefonu nasıl kapattım, ne yaptım. Ta ki elimde ki çay bardağını çarptığım masadan çıkan sesi, elimdeki kanı görene, elimde ki acıyı içimde ki acıdan hissetmediğimi anlayana kadar.

İnanmamayı tek ümit buldum içimde toparlandım. Tanıdık bir dosta gittim. Öğrendim ki öleli 18 gün olmuş. 3 ay hastalıkla savaşmış. En sonunda yenilmişsin ölüme. O ki benim ölümsüz aşkım, o ki benim büyük sevdam, o benim kocaman yürekli, sevdiğim yegane insan. Ağlamak yetmedi seni özlemeyi anlatmaya, pazarlıklar yaptım kendimle yine geri gelmezdi. Geçen on ay hiç acı çekmediğimi anladım, ölümün verdiği acıyı hissedince. Ömrümce seni görmemeyi değiştim bir nefesinle, kabul olmadı. Emir daha önce verilmişti. Emir Allah’tan diyenler doğru söylemişti de. Bu gönül dinler miydi. İsyankar olmaktan korktum. Ama isyan etmedim dersem yalan. Yalan dünya kadar yalan.
Soramadığım “neden” sorusunu şimdi iki defa soruyorum “neden bitirmiştin.” “Neden gittin.”
     

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Maalesef...
Gönderen: ÖRSAN BAYDAR / İSTANBUL
10 Nisan 2004
Maalesef..Maalesef aşk budur işte.. Mutlak Ayrılık getirir.. Sevda düşer, sevgi süzülür, aşk gözyaşı olur.. Aşk bazen de sizin yaşamınızdaki acı kadar derin olur.. Aşk bu.. Ayrılığı nasıl getireceği belli olmuyor.. Üzülmemek için sebebim kalmadı.. gecenin buğusu..

:: Acılarımız ruhumuzu güzelleştirir!
Gönderen: Nuray Lale / Bielefeld/Almanya
6 Eylül 2003
Sevgili Elcin, Bielefeld, 06.09.2003 Biraz önce yazınızı okudum, çok duygulandım. Şiirlerinizi okurken de anlamıştım zaten içinde bu denli dalgalar taşıyan bir deniz elbette çevresine taşar... Sizin arkadaşınız Sizi gerçekten sevmiş ki, onun için ayrılmış. Mutlaka hastalığını öğrenmiş olmalı, diye geçti içimden, şayet bu hikaye gerçek ise. Amacı daha fazla acı çektirmemekmiş herhalde. Dışarıdan bir ruh bilimcisi olarak hikayeni ancak böyle değerlendirebildim. Bazı insanlara hayat böyle acılar sunar... O acıları kabul etmek gerekir. Çünkü hayat her zaman insana insanın kabul ettiği şeyleri sunar. Seçenekler her zaman elimizde olmasa da, çekilen acıları derinden yaşamak, hissetmek gerkir. Bunu yapabilirse insan o zaman ruhunun güzelliklerine erişir.. Edebiyat hayatınızda başarılar diliyorum... Sevgilerimle Nuray Lale (Eğitim ve Sağlık Bilimcisi)

:: Merhaba! Sevgili Elçin
Gönderen: Nuri CAN / Nijmegen /HOLLANDA
12 Ağustos 2003
Sevgiyi arayan dolayısiyle içsel yolculuğunda özlemin kıyılarında gezen duyarlı bir yüreğin serzenişlerini buldum bu başarılı ve ustaca uyarlanmış yazınızda. Bence asıl yolcuğunuz iç dünyanızda devam ediyor ve bu nedenle sizden bu tarz başarılı yazılar beklediğimizi unutma sevgili Elçin. Yolunuz yüreğiniz kadar aydınlık, güzel ve uğurunuz açık olsun... Sevgi ve dostlukla Nuri CAN

:: istanbul 4 gündür burnuma ölüm kokuyor...
Gönderen: semra bakan / istanbul
10 Temmuz 2003
ölüm acısını bağrım yana yana hissettiğim bugün, dün, önceki gün..... böyle bir zamanda buldum bu yazını... öncesinde tüm yazılarını okuduğumu sanıyordum... bunu kaçırmışım işte elçinciğim... yıldırımlar düşürdün içime... gözyaşlarım burnumda.... beni anlıyorsun değil mi?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sadece Ben Sevdim Sevim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Sükütu
Hayal Adam

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırlangıçlar Aynı Değilmiş [Şiir]
Ne ister neyi özler bilemediğim yar [Şiir]
İmkansızım [Şiir]
Ah Yollar Yok musunuz [Şiir]
Ağlamayacaktım [Şiir]
Artık Hiçbir Şey Bildiğimiz Gibi Değil [Şiir]
Bana Beni Anlattığın Özgür Bir Cümle Kur [Şiir]
Acı Rüzgarın Ayazı [Şiir]
Gelmedin [Şiir]
Aldırma Sen [Şiir]


ELCiN ORHAN kimdir?

ben ne zaman beyaz pabuçlarımı giysem yağmur yağar sonra, ben bahtiyar pabuçlarım perişan olur. ben ne zaman ele yar desem başkasının olur sonra, ben perişan eller bahtiyar olur ben ne zaman aşkı savunsam aşk beni ele verir ne zaman özlediğimi inkar etsem vesikası karşımda durur ben ne zaman ölmek istesem umut beni bulur ne zaman umut arasam ölüm umudum olur ben ne zaman yıldız avına çıksam hepsi göğe tutunur ne zaman sabretsem Ben ne zaman. . . . . ? Elçin ORHAN 2004


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ELCiN ORHAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.