Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Bizler bazen içinde bulunduğumuz nesnelerin dışında, ruhsal boyutta ki varlığımızın; varoluşumuzun sebebi saydığımız sevgi kapasitemizle, diğer bir varlıkta ki, içi sevgi dolu olduğuna inandığımız başka bir ruhsal boyuttaki bir diğer varlığı severiz. İçimizde varolan sevmeye, sevilmeye duyulan ihtiyaç nedeni ile, bazen yalanlarla kurulu olduğunu bile göremediğimiz, çıkarlar ve menfaatler peşinde koşan, nesnesel varlıkların tuzağına düşeriz. Bu nesnesel varlıklar( nefsi peşine düşen insan modeli), içinde varolan bizi unutup sadece amacı hedefi nefsi tatmin etmek adına bizleri harcayabilirler. Oysa ki bizim aldanışlarımız bir bedenle ibaret kalmamaktadır. Bizim aldığımız yara bedene verilen fiziksel yaranın kat ve kat fazlası boyutta olmakla birlikte insanların göremeyeceği büyüklüktedir. Yıkılan bizler hapsolmuş bedenin içinde kıvranırken sahibin aldanışlığına evsahipliği yaparız. Yüzyıllardır varoluşumuzun temel amacı boyutsuz sevgiyi içimizde taşımakken, yaradanımız bize bunu emretmişken, sevmeye ve sevilmeye olan açlığımızdan dolayı, sürekli bir arayış içinde sürekli bir parçanın peşinden koşarız. Bu parça tamlığın ikiye bölünmüş diğer yarısının arayışıdır. Bu arayış içinde kaybolmuşluğun tuzaklarında insanca olmayan aldanışların esaretinde defalarca yıkılır, defalarca ezilir, defalarca yerden yere vuruluruz. Kolayca iyileşildiğine inanılan bizlerin her aldanışta verilen hasarın bıraktığı izler, gözle görülemediğinden geçtiğine inanılır. Oysaki bazen öyle derin yaralar açılır ki; aldanışlığın vermiş olduğu, bizim sınırsız, boyutsuz kapasiteyle, sevmek adına , yaratandan ötürü yaradılanı sevmek adına aldığımız bu muharebe yaraları tedavi edilemez şekliyle durur köşelerimizde. Çürümüşlüğün nesnesel bir varlığa tapınmanın karşısında kul köle olmuş bir diğer varlık, bütünün hazzını yaşayamazken, içine düşülen boşluğun eşiğinde bulur kendini. Yakarışlar inceden vururken köşelerimize sıkışır sıkıştıkça varlığımızın nedenlerini unuturuz. Bilakis kaybolmuşluğun içinde ki bu kıvranışlar yok olmuşluğun değil, yeniden varolabilme çırpınışlarıdır. Sonsuzluğun kucağına atlarken, varlığımızın devam ettirilebilmesi içinse yeniden sevmeyi başarabilmemiz gerekmektedir. Fakat bazı durumlarda bizim inandığımız, tüm varlığımızla inandığımız, içinde bulunduğumuz bedenin değil bizim; sadece ve sadece bize yaradanımızdan sonra bize tapıldığına inandığımız anlarda ortaya çıkar yaşamın soğuk izleri karşımıza. O kadar inanmışızdır ki bizi görüp bizi sevdiklerine, diğer bir bütünün yarımı olarak sevildiğimize inandığımızda diğer yarımızın da bunu hissetiğine inanarak yaşanır bedensel arzular. Eğer karşılıklı hissedilerek yaşanılmamışsa bizim bir bütün olma arzumuz, sadece ve sadece bedensel hazlarda, zevklerde kalmışsa, diğer bir yarımı mutlu etmek adına herşeyden vazgeçerek feda edilmişse, beden bu insafsız aldanışa yıkılmışlığın en dayanılmazı ile yok olur, sevmeye- sevilmeye olan inanış. İşte buda bizim için yaşadığımız her an her atışımızda her defasında yeniden yeniden ölmek demektir… Biz kim miyiz? Şöyle bir durun ve sol yanınızda atan, ilk atmaya başladığı andan itibaren, son atışına kadar sizi yalnız bırakmayacak olan ve siz duymasanızda çığlık çığlığa haykıran yüreğiniz….. Hülya Akyıldız
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hülya Akyıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |