Boğazıma taktığın o ilmek
Beni bana anlatan benliğimden
Sana sunduğum tüm engin maviliklere rağmen
Ölüme doğru bir koşuş
Senden bir kaçışı anlatıyor sanki!
Gecenin sabaha bağlandığı o kirli beyazlık bile
Seni ertesi güne taşımama engel olamadı
Yorganımı başıma her çekişte,
Beklediğim karanlığın bu olduğuna kanaat getirsemde
Içimi kamaştıran sabahın ilk ışıkları
Gecenin o en ücra köşelerinde bıraktığım seni
Gözlerimi ovuşturduğum parmaklarımdan süzüp
Avuçlarıma bırakıp gitmekte,
Artık o yalancı katranlığı da sevmez oldum
Tıpkı bir zamanlar sana duyduğum aşktan
Şimdi nefret ettiğim gibi…
Yine bir geceyi sabaha bağlayan
Kirli bir beyazlık başgösterdi
Bir umut!
Taşımak zorunda bırakıldığım senin
Kahrolası bir katranlıkta
Yapayalnız kaldığını müjdeledi
Çok sürmedi sevincim
Geceyi sabaha bağlayan o kirli beyazlık
Terkedince tahtını aydınlığa
Gördümki içimdeki koku hala senin…
Artık alıştırmana gerek yok
Acımana da!
Söyle vefasız yar!
Senin bu diyarları bırakman için
Daha kaç kirli beyazlığı ihtiyacım var?