Bir tren gibidir insan, bir þeyler öðrendikçe kendine yeni bir vagon ekleyen, yaþlandýkça deðil öðrendikçe büyüyen, geliþen ama büyüdükçe hýzý azalmayan aksine artan güvenli ve emin adýmlarla ilerleyen bir tren gibidir iþte. Hatta öyle çok benzer ki bir trene, kader denilen olgudur ilerlediði raylarýn onu götürdüðü yön.
Her tren ilk gardan baþlar yolculuðuna ve son durakta durup bir sonraki yolculuðuna baþlar. Onun için döþenmiþ raylardan gider, bazen hýzlý, bazen yavaþ, bazen yokuþ, bazen ise iniþlerle doludur. Bilmeden ilerler göreceklerini ve yaþayacaklarýný. Bazen güzel daðlarýn yamaçlarýnda ilerler, bazen düz ovalarda verimli baþaklarýn içinde ilerler. Bazen arýzalar yaþasada bu tren asla son duraktan önce durmaz, raylarýn üzerinde öylece kalamaz. Arkasýndan geleceklerin önünde bir barikat oluþturamaz.
Ne büyük bir olgudur yaþam. Hiç bitmeyecek gibi gözüksede kiþiler için, bir gün son bulup son durakta ruhunu teslim eder gar sahibine ve yeni bir tren çýkar baþka raylardan, baþka yollardan yine son duraða gelir ve döner durur yaþam ve hayat. Hayat böyledir iþte doðarsýn ölürsün. Kimi uzun sürer kimi kýsa ama son durak hep ayný yerde.