..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Sinan Yıldırım




13 Aralık 2010
Rüyalar Aleminde Düşler Perisiyle Birlikte  
Sinan Yıldırım
Ne güneşin doğuşunu görebilmişti nede yatağında huzurlu bir uyku uyuyabilmişti, öylece kalakalmıştı pencerede, yalnız yapayalnız, yorgun, çaresiz, uykusuz, mutsuz, huzursuz ama rüyalar aleminde düşler perisiyle birlikte en güzel rüyaları görecekti belkide


:AIEJ:
Heyecandan kalbi pırpır atan küçük Sabriye’nin aklında ki tek şey sabahın bir an önce olmasıydı. Bu sebepten erkenden yatağına uzanıp battaniyesini üzerine çekip bir an önce sabah olsun diye gözlerini kapatıp uyumak istiyordu. Çünkü gözlerini açtığında güneş doğmuş, sabah olmuş ve o gün gelmiş olacaktı. Fakat bir türlü uyuyamıyordu gözlerini sıkı sıkı kapatmasına rağmen. Yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu ama gözlerini hiç açmıyordu, gözlerini zorla kapatmaktan göz kapakları ağrımıştı neredeyse. Arada bir uflayıf pufluyordu kendi kendine. Ne kadar zaman geçmişti o da bilmiyordu yatağa girip gözlerini kapattığından beri. Tek düşüncesi sabah olmasıydı. Annesi uyumadan önce kızını kontrol etmek için içeriye girdiğinde bile Sabriye gözlerini açmamıştı, uyuyor numarasına devam etmişti. Annesi gelip yatakta dönüp dururken açılan üstünü örtüp o tatlı yanaklarına küçük bir öpücük kondurup sessizce iyi geceler canım demişti ama Sabriyenin hala gözleri kapalı ve aklında sadece sabahın olması vardı, annesinin ne üstünü örtmesine nede yanağından öpmesine nede iyi geceler değişine hiç bir tepki vermemişti.

Aklına her geldiğinde kalbinin atışları hızlanıyor, garip bir mutluluk sarıyordu küçük bedeninin her bir hücresini. Hatta gözlerini açsa gecenin karanlığında odayı aydınlatırdı sevinçten parlayan gözleri. Bir türlü uyuyamıyordu ne yapsa ne etse bir türlü kalbinin çarpıntısı yavaşlamıyordu. Hatta çizgi filmlerde gördüğü kuzuların çitin üstünden atlarken saymayı bile denemişti ama sadece on’a kadar sayabiliyordu ve herhalde bu sayı onun uyuması için gereken zamandan çok azdı keşke annesi daha fazla saymasını öğretseydi diye düşündü ama yapacak bir şey yoktu. Uyku elbet karanlık odasına uğrayıp zaten kapalı olan gözlerinden içeri girecekti elbet, zaten sabahı hiç görmemişti, hiç yatağına yatıpta uyuyamadığı olmamıştı. Bu gecede uyuyacaktı ve sabah olup neşeyle yatağından kalkıp yeni güne merhaba diyecekti ve bir haftadır beklediği o büyük gün gelmiş olacaktı.

Saat iyice ilerlemişti kesin, çünkü artık caddeden arabalar geçmez olmuştu, derin bir sessizlik sarmıştı sanki koca şehri, mahallesini, apartmanını ve odasını. Çıt bile çıkmıyordu duvardaki saatin tik tak seslerinden başka. Heyecandan kuruyan boğazını ıslatmak için bir ara kalkıp bir bardak su içmek istedi fakat gelmeyen uykum ya kaçarsa, hiç gelmezse diye düşünüp vaz geçecekken ne olursa olsun değip saatlerdir kendini zorla zincirlediği yatağından kalkıp mutfağa gidip su içtikten sonra yavaş adımlarla odasına geri dönmüştü. Annesi ve babası çoktan uyumuştu bile çünkü odalarının ışığı kapalıydı. Pencereye yönelip dışarıyı seyretmek için perdeyi araladığında, görebildiği bütün evlerin ışıklarının kapalı olduğu gözüne takıldı, herkesler uyumuştu küçük Sabriye’den başka, bunun üzerine kafasını duvardaki saate doğru çevirip saatin sabahın 4 olduğunu görünce bir daha ve bir daha baktı gözlerine inanamayıp. Sabah olmuştu neredeyse ve hiç uyumamıştı. Ne yapacaktı şimdi birazdan sabah olacaktı neredeyse ve ne zaman uyuyup kalkacaktı bir sürü olumsuzluk sardı birden Sabriye’yi, birazda telaş, azıcıkta korku. Onu uyutmayan heyecan gitmiş yerini telaş almıştı ve hemen ışığı kapatıp yatağına yatıp yine bir an önce uyumak için gözlerini kapatmıştı fakat aklındaki tek şey sabahın birazdan olacağıydı ve hiç uyumadığıydı. Nasıl dayanacaktı akşama kadar uykusuzluğa, o daha bir çocuktu, bazen annesinin arkadaşlarından duyduğu olmuştu sabaha kadar uyumadım diyenler fakat o daha bir çocuktu ve buna dayanabilecekmiydi, çünkü daha önce hiç uykusuz kalmamıştı, daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı.

Düşünceler düşünceleri kovalayıp duruyordu durmadan, derken evlerinin yakınında ki camiden sabah ezanının sesi yankılanmaya başlamıştı, evet sabah olmuştu ve daha önce hiç sabah ezanının sesini duymamıştı, bir çok sefer adını duyduğu fakat daha önce hiç dinlemediği sabah ezanı okunuyordu işte. Birazdan dağların ardından gök yüzü aydınlanmaya başlayıp daha sonra güneş doğacaktı ve sabah olmuş olacaktı ama Sabriye ne zaman uyuyacaktı, nasıl uyuyacaktı, ne yapacaktı. Bütün gece gelmeyen uykusu darma dağan olmuştu ve kalkıp güneşin doğuşunu seyretmek için pencerenin önüne bir sandalye çekip perdeyi açmıştı. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı ve karşıdaki kocaman dağın tepesinden güneş birazdan doğacaktı, kollarını pencereye koyup kafasını kollarının üstüne birazdan doğacak olan güneşi beklemeye başlamıştı. Güneş yavaş yavaş dağın zirvesini yakar gibi görünmeye başlamıştı ki Sabriye gözlerini dinlendirmek için birkaç saniyeliğine kapatmış ve bir daha açamamıştı. Güneş doğmuş ve güneşin pencereden içeri giren sıcaklığı bedenini sarmıştı, sanki annesinin kucağında uyuyor gibi rahattı ve sıcaktı sandalye. Öylece kala kalmıştı yorgunluktan pencerenin önünde. Ne güneşin doğuşunu görebilmişti nede yatağında huzurlu bir uyku uyuyabilmişti, öylece kalakalmıştı pencerede, yalnız yapayalnız, yorgun, çaresiz, uykusuz, mutsuz, huzursuz ama rüyalar aleminde düşler perisiyle birlikte en güzel rüyaları görecekti belkide



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın çocuk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Öpeyimde Geçsin yada Gülümse
Ben Geldim Anne
Masal Zamanından Sonra Şimdi Uyku Zamanı
Bir Gün Kaybolursam Anne

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benim Öyküm
İki Rengin Hikayesi
Seyfi'nin Maceraları 1 (Yetiş Dayı)
Haticenin Kuzuları
Değmezdi Akacak Bir Damla Yaştaki Yas"a
Hoş Bulduk Hayat
Üç Kadın ve Ahmet
Ben Buldum Hoca
Fizik Ötesi Servisler
Kardan Adam Yaptırmayan Anneleri Protesto Ediyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Deli Elbisesi [Şiir]
Seninle Bir Ömür [Şiir]
Alışırsın Unutursun Hatırlarsın [Şiir]
İstanbul Olalım Sevgilim [Şiir]
Senli Benli Biz Olsak [Şiir]
Yaralarım Var Benim [Şiir]
Ateş Olur Yakarım [Şiir]
Nisanda Yağan Aşk [Şiir]
Aşk Sensin Derken Söylenen S E N [Şiir]
Sende Gel Benimle [Şiir]


Sinan Yıldırım kimdir?

Duymak istediklerinizi okuyunca mutlu olmazsınız. Peki hiç duymadıklarınıza ne dersiniz.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sinan Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.