Tavanda bir delik; ahlaksýzlýk derince
Bir tutumluk zamansýz acý bir haykýrýþ var!
Daralan duvarlarda inzivada derviþler huzurlu ve kederli;
Karanlýk þehvetlerde suskun birkaç fahiþe parmaklarýný kesiyor
Su borularýyla seviþirken Yusufu dileyen rimelleri

Tutumlu ayaklýk kahredici satýrlar arasýnda sýrýtýyor
Gerginliði almak için plastik öfke tutacaklar
Görünenin bittiði karanlýklarda özgürlüðü kandýracaklar
Ve borular sabýrsýz infilaklar halinde bedenlerine zuhur ederken lisanlarýný bir ben anlýyordum öfkenin anahtarýyla açtýðým dil kapýlarýný
Sert süperego: Hiç ses çýkmayacak burasý bok çukuru
BeN: sadece sýçmak istiyorum
Süperego: (Keneftekine eðilmiþ avucunun içine çenesini almýþtý) Biliyor musun ne düþünüyorum Amerika neden süper güç oldu aylardýr bunu düþünüyorum ve þu sonuca vardým oradaki alafranga tuvaletlere her gün saatlerce sýçan binlerce beyaz Amerikalýnýn idealize edilmiþ hayatlarýnda o bembeyaz tuvalet kaðýtlarýný birkaç dakika sonra boka bulamayacaklarýný varsayarsak onlarý doðudan uzakdoðudan rusyadan ayrýcalýklý kýlan hatta biraz geriye gidersek babilden antik mýsýrdan Osmanlýdan Perslerden ayrýcalýklý kýlan þey sadece beyaz Amerikalýlar ne zaman sýçacaklarýný biliyorlardý dünyanýn içine doðru zamanda sýçtýlar Kýzýlderilileri ve mayalarý zamanýnda becerdiler aborijinleri de götlerini de masum halklarýn cesetleriyle sildiler.
Tuvalet çýkýþý Tanrý ellerimize ikinci sýnýf bir kolonya döktü reddettim.