Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Toto yoksul bir Yörük ailesinin üçüncü çocuðuydu. Bütün yoksullar gibi çabuk büyümek ve eve para getirmek zorundaydý. Arada sýrada baþkasýnýn iþlerine gündeliðe gitmesine raðmen Toto Taþçý Akif’in esas adamýydý. Akif Abi’nin hanýmý Toto’yu aileden biri gibi görür, tarla için ekmek sepetini hazýrlarken onun sevdiði yemekleri piþirirdi. Onun çok iþtahlý olduðunu bildiði için sepeti týka basa ekmek ve yemekle doldururdu. Akif Abi traktöre bindirip götürürse itiraz etmezdi ama tarlada çalýþmayý pek sevmezdi. Bir de okulla arasý iyi deðildi. Bu yüzden ilkokulu da bitirememiþti. O arabalarý seviyordu. Bir de gövdesine göre kocaman olan baþýný sallaya sallaya koþmayý. Kasabanýn tek minibüsüne muavin olabilmek için epey çabaladý. Hiç para istemeden minibüsü yýkayýp içini silip süpürdüðü de oldu. Ramis Abi kaza bela olur, çocuðun baþýna benim yüzümden bir þey gelir diye çekindiði için razý olmadý. Toto hemen iþe alýnmasa da minibüsün peþini çabucak býrakmadý. Toto iyi bir çocuk ama iyi bir oyun arkadaþý deðildi. Hýzlý koþamazdý, saklambaç oynarken iri yarý olduðu için çabuk sobelenirdi. Karpuz veya erik çalmaya gitsen çok uzaktan bile kim olduðunu herkes tanýyabiliyordu. Bu iþler ekip iþleridir. Bir kiþi enselendi mi, bütün suç ortaklarý bir bir açýða çýkýverirdi. Sesi de öteki çocuklardan farklýydý. Karanlýkta bile kim olduðunu çabucak ele veriyordu. Kalaycý Kapçý oyunlarýnda bu yüzden kimse onu grubuna almayý istemezdi. Çünkü çocuklar karanlýk ve arka sokaklara kaçýp seslerini hatta giysilerini deðiþtirerek rakiplerini kandýrmaya çalýþýrlardý. (Bu oyun mutlaka uzun uzun anlatýlmayý hak ediyor. Þimdilerde bu oyunu bilen ve oynayan da kalmamýþtýr.) Aklý dolaþýk iþlere pek ermezdi. Yalan söylemesi gerektiði durumlarý bilemediðinden pat diye lafý yumurtlar hepimizi ateþe atýverirdi. Hiç kimseye öfke beslemez, kin tutmazdý. O yýllarda neredeyse bütün çocuklar yoksuldu. Aramýzda varsýllar olmadýðýndan belki bizler deryadaki balýk misali yoksul olduðumuzu bilmezdik. Yoksul olmanýn en kötü tarafý elbiselerinizin eski ve yamalý olmasý, sofranýzda lezzetli yemeklerin bulunmamasý deðildir. Yoksullarýn anne babalarý çok sinirli olur. Ve onlarýn çocuklarýnýn payýna ekmekten çok dayak düþer. Bunca yaþýma raðmen hala çocukken tanýk olduðum çabucak sinirlenen, þiddet dolu insanlarýn nasýl bu hale geldiklerini anlamayý baþaramadým. Yoksul kýzlarý biraz yetiþkin görünmeye baþladýklarýnda evlerinden kaçarlardý. Baba evinde bulamadýklarý huzuru ve rahatý baþka evlerde bulacaklarýna inanýrlardý. Kurtuluþ olarak gördükleri koca evi en az kendi evleri kadar yoksuldu. Sarýmsaðýn kokusu kýrk gün sonra ortaya çýkýnca gerçek anlaþýlýyordu. Tütün tarlalarýnda yaz boyunca uykusuz geçen geceler sadece kan çanaðýna dönen gözlere yetinmiyordu. Bunca yorgunluk ve yoksulluk bazen intiharlara neden oluyordu. Bütün yoksullar biraz huzur ve ekmek derdi olmadan kýþý atlatmayý umut ediyorlardý. Sadece ekmek deðil insanlarýn hepsine yetecek kadar umut bile yoktu. Ýþte böyle umudun bile kuraklaþtýðý bir dönemde Toto’nun ablasý kocaya kaçtý. Kasabamýz için sýkça olsa da böyle vakalar o aileyi derinden salladý. Yörükler kýzlarýnýn kaçmasýna göçmenler kadar esnek bakmýyorlardý. Sadece anne babanýn deðil kardeþlerin de baþlarý öne düþtü. Bütün kasaba iþi gücü býrakýp sadece onlarý didikliyormuþ gibi kendi içlerine kapandýlar. Üstüne üstlük evin en küçüðü Osman’ýn uncu dükkâný soygununa karýþmasý aileyi iyice çaresiz býraktý. Hýrsýzlýk, soygun dediðime bakmayýn. Tamam, epey para çalmýþlardý ama soygunu yapan sonuçta iki küçük çocuktu. Henüz ikisi de on beþinde bile deðil. Küçük kasabalar acýmasýzdýr. Adýnýz çýkmaya görsün. Sokaktan bir tavuk eksilse, kapý önünden bir bakýr kazan kaybolsa artýk sizden bilirler. Osman çocuk yaþta hapse düþüp dýþarý çýkýnca bir daha kasabaya geri dönmedi. Toto bütün bu fýrtýnanýn ortasýnda kaybolup gitti. Oyunlara karýþmaz, yanýmýza uðramaz oldu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |