Tüm insanlýk bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Gençlikte de, þimdilerde de çoðu zaman söylemiþsinizdir. Hele bir de uzatarak söylerseniz ''Sevgiliiiiiiiim''diye ne kadar da karþýnýzda ki insanýn yüreðine oturur bu kelime, karþýdan da ayný þekilde yanký yapýyorsa... Ýlk terk ediliþim de yerle bir olmuþtum, hayatýma giren ilk kýzdý. Adý mý, boþ verin o yürekte yazýlý zaten. O beni unutmuþ mudur, unutmamýþ mýdýr, o da onun problemi. Uzun süre döner mi diye bekledim. O zaman nerdeee þimdiki gibi cep telefonu ve internet, sevgililer arasýnda tek haberleþme beyaz sayfalara çizi verilmiþ mektuplar. O mektuplarda sevgiliye giderken anlaþýlmasýn diye bayan ismi yazýlýr üstüne illa ki, yoksa müstakbel kayýnpeder bizi ham yapar ha anlarsýnýz ya... Baktým aylarca yýllarca ses seda çýkmadý, bense hala ayný yerde sayýyorum uygun adým, mektuplarýný saklýyorum, arada sýrada gizli gizli okuyorum, seneler geçmiþ içimde döner diye bir umut kalmadý artýk. Yok dedim bu böyle olmayacak, belki baþkalarý da sever beni, ''Onlara da þans taný Ahmet''dedim azýcýk içimden. Bir gün tüm yazdýklarýný kalorifer dairesinde yaktým hem de törenle, mýzýkam da elimde, cenaze marþý çalarak. Bir rahatlamýþtým ki sormayýn gitsin. Hayat bu ya daha iyisini çýkardý karþýma sonradan... Yalnýz ona bir minnet borcum var. Anti parantez onu da belirtmeden geçmeyelim. Bu þairlik elbisesini onun sayesinde giyiverdim on sekizli yaþlarda. Bana yazdýðý mektuplara mutlaka bir iki þiir eklerdi kýsa kýsa. Baktým bu böyle olmayacak bari ben de þiiri hem yazayým hem de okuyayým dedim... Bilim adamlarý tarafýndan üretilenlerin bile tamamý sevgi ile üretiliyor bilesiniz. Onlar mesleklerini aþýrý derecede sevmeseler ve sabýrlý olmasalar, bugün ne elektrik ve ampul bulunmuþ olurdu, ne televizyon, ne radyo, ne bilgisayar, ne de baþka bir yenilik. Bir buluþun, yeniliðin hayata geçmesi için yüzlerce binlerce deneme yapýlmýþtýr emin olun... Tarihte diktatör diye adlandýrýlan bütün devlet adamlarýnýn mutlaka derinlerde bir yerde psikolojik sorunlarý vardýr. Ama çok eski devirlerde bu iþleri tabi ki psikologlar deðil de büyücüler ya da rahip vs. gibi din adamlarý yerine getirirlermiþ... Ýnsanlýk kendisine tepeden bakan hiç bir devlet adamýný veya yazarý, þairi, sanatçýyý sevmemiþtir, bir müddet eserlerini alsa okusa veya takip etse bile. Sadece bizim toplumumuzda deðil baþka toplumlarda da alçakgönüllü sanatçýlar ve devlet adamlarý el üstünde tutulur. Çünkü onlar kendilerinden çok diðer insanlarý severler, çünkü onlar kendilerinden çok içinden çýktýklarý toplumu severler, çünkü onlar kendilerinin dýþýnda ki baþka canlýlara da hor bakmazlar. Kimseler bu solcuymuþ, o saðcýymýþ bu bilmem neciymiþ diye görünmez onlarýn gözüne burada aslolan insandýr... Kendini sevmekle baþlýyor her þey. Hayat yerine göre ciddiye alýnmalý, yeri ve zamanýna göre de hayatla dalga geçmesini de bilmek gerek, yoksa baþýmýza gelen her olumsuz olayda aðlar sýzlarsak, ondan sonra soluðu psikologlarda alýrýz. Ha diyeceksiniz ki psikologlarda aç mý kalsýn? Onlarda aç kalmaz merak etmeyin. Sigmund Freud zamanýnda söylemiþ''Bütün insanlýk benim müþterimdir''diye. Bizler psikolog ve psikiyatristleri benimsemesek bile Türk Toplumu'nda, bizden daha geliþmiþ ülkelerde herkesin aile psikologu var bilesiniz. Her þeyin makineleþtiði 21.Yüzyýlda insan ruhu nasýl zedelenmesin ki? Birçoðunuz biliyor ve tanýyorsunuz Ruhbilimci Dr. Erich Fromm'u burada onun Sevme Sanatý adlý kitabýndan alýntýlar yaparak sevgi üzerine cümlelerini araya sýkýþtýralým... ''Sevgi; iki insanýn birbirlerine varlýklarýnýn özünden baðlanmasý, dolayýsýyla her birinin de kendisini varlýðýnýn özünden tanýmasý durumunda doðabilir ancak. Ýnsan gerçekliði de, canlýlýðý da, sevgisinin temeli de iþte bu 'özden tanýma' yaþantýsýnda yatar. Böyle yaþanan sevgi sürekli bir meydan okumadýr; bir dinlenme yeri deðil, tersine, birlikte oluþma, büyüme ve çalýþmadýr; uyum ya da çatýþma, neþe ya da üzüntü olup olmamasý bile önemsizdir artýk; temel gerçek þudur: Ýki insan birbirlerini varlýklarýnýn özünden tanýrlar, kendilerinden kaçmak þöyle dursun, kendilerini bulduklarý için bir olurlar. Sevginin var olduðuna bir tek kanýt vardýr ancak; baðlýlýðýn derinliði, seven kimselerin canlýlýðý ve güçlülüðü; Budur sevginin bulunduðunu gösteren meyve.'' Þunu hep düþünmüþümdür. Tabiatýn yumuþak olduðu yerlerde ki insanlar, bir deniz kenarý kasabasýnýn veya þehrinin insanlarý ya da bir orman köyünde ki doða ile iç içe olan insanlar, suyun az olduðu yerlerdeki insanlara nazaran daha bir candan, daha bir samimi, daha bir sevecen, sevgi dolu oluyorlar. Tarihte kurulmuþ büyük medeniyetlere bakýn birçoðunun yaþam alanlarý çoðunlukla suyun olduðu yerlerdir, ilk baþta öyle olmasa bile su olan yerlere doðru zamanla yönelmiþlerdir. Hiç dikkat ettiniz mi, su kelimesini tersten okuduðunuz zaman US kelimesine yani ''AKIL'' kelimesine ulaþýrsýnýz... Yazýmýza Afþar Timuçin'in sevgi dolu bir þiiri ile son verelim isterseniz... Bir Sevgi Türküsü Akþam soðan kavrulan evlerde Yoksul bir çorbayý ateþe koymadan önce Son geleni bekler gibi seni beklemek Bir yudum alýr gibi bir kadeh buzlu rakýdan Çocuk annesine güvenir gibi Sonu belirsiz bir yolculuða çýkar gibi Hiçbir þey olmuyormuþ gibi sevmek seni Hiçbir yalanda, hiçbir kandýrmada payý olmamak Hiçbir kaygýnýn peþinde küçültmemek kendini Bir yaz sabahýnda balkondan nasýl bakarsa Dýþarýya salýnmamýþ çocuklar Biraz özlemle ve biraz sevinçle Nasýl bakarsa o çocuklar sokaða Senin yolunu hiç yýlmadan gözlemek Benim için ölümsüzlükle birdir Hep yüzünde kalmalý bu gülüþ Bu seni çaðlara direnecek bir yontuya Döndüren bu sevinç pýrýltýsý hep kalmalý yüzünde Hep bu kadar büyük ve bu kadar güzel olmalýsýn Bu kadar ölümsüz ve bu kadar olaðan Afþar TÝMUÇÝN Sevgi ve saygýlarýmla her þey gönlünüzce olsun...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |