..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Var Samsa




28 Nisan 2005
Yeni Bir Çaðýn Baþlangýcý  
(Ýlk Hikaye, Ýlk Deðiþim- Ucuz Bir Köle)

Var Samsa


Zihnimde bir soru belirdi ve cevabýný kitaplarda, ansiklopedilerde, hatta internette bile bulamýyorum...


:BIGF:
1. Aklýma Takýlan Soru

Çoðumuz deðerli vaktini elinde kalan para ile ay sonunu nasýl getireceði, sevdiði dizideki kahramanlarýn birbirlerine aþklarýný ne zaman itiraf edecekleri, þanslý azýnlýðýmýz akþam gideceði partide ne giyeceði gibi iþe yarar sorulara harcar. Ben garip sorular bulurum kafamý yormak için. Pratik hiç bir yararý yoktur sorularýmýn, üstelik doðru cevabý bulmak gibi bir takýntým da yoktur sorularýma. Sorular ve cevaplar uçuþur kafamda. Keyifle peþlerinden sürüklenirim.

Kimi zaman Güney Amerika’daki bir ülkenin ekonomisine nefes aldýrmak için parasýný devalüe etmesinin yararý olup olmayacaðýný üzerine düþünürüm, kimi zaman antiseptik bir sývý ile nemlendirilerek kullaným ve hijyen üstünlüðü saðlayabilecek tuvalet kaðýtlarýnýn piyasaya sürülmesinin maliyet açýsýndan mümkün olup olmadýðýný. Bunlarý düþünmeyi o iþlerin uzmanlarýna -ekonomistlere, politikacýlara, bilim adamlarýna, tarihçilere, sanayicilere- býrakmak rahatlýðýný bulamam kendimde. Dedim ya, bir iþe yaramaz benim bu sorularým, ama bu onlarý sevmeme engel deðil.

Bu sefer kafama takýlan soru çok eskilerden. Homo Sapiens ismini verdiðimiz türümüzün hayatta kalma savaþýnda köþeye sýkýþtýðý, sayýsýnýn binlerle ifade edilebilecek kadar azaldýðý bir dönem var antropologlara göre. O bir kaç bin Homo Sapiens’de yokolacak olsaydý, türümüzde yeryüzü tarihinin hayatta kalma savaþýnda yenilgiye uðrayan türlerin arasýnda yer alacak, baþarýsýz bir evrimsel deneme olarak tarihin çöplüðüne atýlacaktý. (Kendi varlýðýmýz o kadar doðal geliyor ki bize, insanoðlunun bildiðimiz haliyle yeryüzünde hiç varolmamasýnýn hayalini bile kuramayýz zihnimizde. Oysa sayýlar yalan söylemez, diyelim Batý Afrika'da o devirde mevcut olan 1000 kadar H. Sapiens'in ölümüne sebep olan sýký bir deprem, bir kuraklýk vs görülecek olsaydý...Bu durumda daha var olmadan yokolan binlerce türden biri de biz olurduk).

Aslýnda o döneme dek insanoðlu doðayla savaþýnda iki ayaðý üzerinde durmak, basit aletler kullanabilmek, ateþ yakabilmek gibi büyük zaferler kazanmýþtý. Ama bu baþarýlarýn hayatta kalmaya her zaman yeterli olmadýðý anlaþýlýyor. Tür yok olma tehlikesi ile karþý karþýya.

Uygarlýðýmýzý iþte tam bu dönemde bilmediðimiz bir þey kurtarýyor. Bu þey her ne ise, türümüzün diðer türler üzerinde kesin üstünlüðünü kuracaðý dönemin de kapýlarýný aralýyor olabilir. Ýnsanoðlu dünyanýn milyonlarca yýllýk tarihi açýsýndan çok kýsa sayýlacak bir zamanda yalnýz kendisinden daha az zeki hayvanlarý alt etmek veya çýkarýna uygun kullanabileceði bir hale getirmekle kalmýyor, ayný zamanda muhtemelen kendisi kadar zeki Neandartal insanýnýn da tarih sahnesinden çekilmesine yol açýyor.

Nasýl baþardý bunu insanoðlu, ne yaptý Neandartal insanýndan farklý olarak? Kendisine göre daha dayanýklý, daha güçlü Neandartal insanýndan fiziksel bir üstünlüðünün olmadýðý açýk. Yeni bir avlanma veya savaþ metodu mu geliþtirdi? Aletleri daha etkin bir þekilde kullanmayý mý baþardý? Yeni bir toplumsal örgütlenmeye mi gitti? Bütün bu cevaplar doðru olabilir, þu anda bilemiyoruz kesin doðru cevabý.

Yakýn zamanda elime bir makale geçti. Bu konuda yazýlmýþ diðer makalelerden farklý, alýþýlmadýk türden bir makale. Yazarýn savladýðý þu: Ýnsanoðlunun hayatta kalma baþarýsýnýn ardýnda, hiç aklýmýza gelmeyen bir zaafý -cinsel iþtahý- ve bunun sebep olduðu yeni bir toplumsal örgütlenme yatýyor olabilir. Ýnsan diþisi dýþýnda kýzýþma dönemi olmayan, hamile kalma ihtimali bulunmayan bir dönemde cinsel birleþmeye hazýr olan baþka bir canlý yok yeryüzünde. Ekonomi ve zooloji terimleriyle düþünürsek, çocuk doðurmaya yaramayacak bir dönemde yapýlacak bir cinsel birleþme boþa harcanan yaþam enerjisi demek ve evrimsel açýdan boþa enerji harcamak gibi bir davranýþýn cezasýz kalmayacaðý -türün devamýna zarar vereceði için doðal seçilimle ortadan kalkacaðý- kesin. Ama ortadan kalkmýyor, aksine tam da bu deðiþikliðin (insan diþisinin kýzýþma dönemi dýþýnda cinsel birleþmeye izin vermeye baþlamasýnýn) ardýndan insanoðlu büyük bir teknoloji, nüfus ve kültür patlamasý yaparak yeryüzünün tek hakimi haline geliyor.

Bu paradoksun bir açýklamasý olmalý, ama ne?

Aklýma deðirmeni çevirmesini istediði eþeðinin önüne bir havuç baðlayarak onu daha fazla yürütmeyi baþaran köylünün hikayesi geliyor. Sorularýmýn cevabýný kitaplarda bulamayýnca her zaman olduðu gibi hayal gücüm giriyor devreye.



2. Büyük Çocuklar Ýçin Bir Hikaye

Batý Afrika’da bir sahil düþlüyorum. Tarih öncesi. Erkek kahramaným -adýný arkadaþlarýnýn onu gördüklerinde çýkardýklarý seslere bakarak Mokoku koyuyorum- sahilde batmakta olan güneþi seyrediyor. Resimlerini antropoloji kitaplarýndan gördüðümüz tipik bir Neandartal insanýna hiç benzemiyor doðrusu, daha çok bizi, Homo Sapiens’leri andýrýyor. Teni siyah ve az tüylü, vücudu çevik ve kaslý, alný basýk, son derece geniþ ve kemikli bir buruna sahip. Yirmili yaþlarýn sonlarýnda Mokoku, bu onu kabilenin orta yaþlý erkekleri arasýna sokuyor.

Mokoku’yu böylesine düþünceli bulmamýn sebebi ne?

Ben, onun ufka bakarak son zamanlarda hayatýný kökten bir deðiþikliðe uðratmýþ olan kýz arkadaþý Zu’yu düþündüðünü tahmin ediyorum. Bu tarih öncesi aþk hikayesiyle ilgilenmemin sebebi, ilkel insanlarýn aþk hayatlarýný konu edinen sabun köpüðü bir dizi senaryosu yazmak niyetinde olmam deðil. Onlarýn hikayesinde yeni bir çaðýn baþlangýcýný görüyorum.

Mokoku yaklaþýk bir yýl önce kabileye katýlan Zu’nun kabiledeki diðer kadýnlardan ne kadar farklý olduðunu düþünüyor. Nereden geldiðini kimse bilmiyor Zu’nun, doðrusu yakýn zamana kadar kimsenin onu pek mühimsediði de yoktu. Kabiledeki diðer kadýnlara göre pek çelimsiz ve güçsüz. Uzun boylu, alný diðerlerinden daha dik, çelimsiz vücuduna uymayan büyük bir kafasý ve iri, fazlaca hareketli gözleri var. Bu haliyle zayýf mankenleri beðenen günümüz erkeðinin zevkine uygun sayýlabilir, ama Mokoku’nun kabilesindeki erkekler için tam bir ucube.

Mokoku onunla ilgilenmeye baþlamadan önce vaktinin çoðunu tek baþýna geçiriyordu. Aklý hep baþka yerlerdeymiþ gibi bir hali vardý. Geçen sonbahar kadýnlarýn erkekleri arkalarýna almaya daha istekli olduklarý dönemde (kollarýna almaya demiyorum elbette, atalarýmýzýn misyoner pozisyonunu henüz keþfetmediklerine emin olabilirsiniz) –hayvanlarda kýzýþma dönemi olarak adlandýrdýðýmýz dönemde- kabileden hiç bir erkek Zu ile ilgilenmemiþti.

Zu’nun çelimsiz haliyle kabilenin erkekleri için pek çekici olmayýþý bu durumun açýklamasý olabilir. Yaþlýlarýn söylediði gibi, kim ister böyle çelimsiz bir kadýndan çocuklarýnýn olmasýný? Diyeceksiniz ki, erkekleri biliriz biz, hangi erkek cinsel birleþme için bir kadýn bulduðunda doðacak çocuklarý düþünür? Kuyruk salladýðý sürece her diþi kedinin peþinden koþacak bir erkek kedi bulunur.

Zu’nun farký da kuyruk sallamamasýndaydý belki. Diðer diþilerde o dönemde meydana gelen deðiþiklikler -erkekleri tahrik eden farklý kokular yayma, cinsel organ kýzarmasý ve benzerleri- Zu’da nedense görülmüyordu. Bu reklamý yapýlmamýþ haliyle de, reklama alýþýk erkeklerin gözü Zu’yu neredeyse hiç görmüyordu.

Ýþte o günlerden birinde Zu, Mokoku’nun yanýna geldi ve ona yeni toplamýþ olduðu meyveleri verdi. Mokoku bir anlam veremedi Zu’nun bu yaptýðýna. Kendine bakamayacak kadar yaþlýlar ve bakýma muhtaç çocuklar dýþýnda kimse, kabileden baþka birine karþýlýksýz bir þey vermezdi. Hele güçlü kuvvetli bir erkeðe bir þeyler vermek görülmedik bir davranýþtý.

Mokoku elbette geri çevirmedi Zu’nun verdiði meyveleri. Zu o günden sonra hep çevresinde dolanmaya baþladý Mokoku’nun. Neþeli sesler çýkarýyor, oyunlar oynuyor, güzel meyveler bulduðunda onunla paylaþýyordu. Ortalýkta çiftleþecek bir diþi bulamadýðý bir gün Mokoku’nun caný nedense Zu ile birlikte olmak istedi. Ve oldu. Bunun fazla bir önemi yoktu Mokoku için.

Kabiledeki kadýnlar karýnlarý þiþmeye baþlayýp, erkekleri yakýnlarýna yaklaþtýrmayý kestiklerinde ilginç bir þey dikkatini çekti Mokoku’nun. Diðer diþiler sadece belli bir dönemde birleþmeye izin verirken, Mokoku’nun caný ne zaman istese, Zu birlikte olmalarýna izin veriyordu.

Kýþ aylarý boyunca Zu bütün ilgisini Mokoku’ya yöneltmiþ gibiydi. Bütün zamanýný onun yanýnda geçiriyor, ona sarýlýyor, onun ilgisini çekecek bir þeyler buluyordu her zaman. Mokoku bu çelimsiz kýzdan gittikçe daha çok hoþlanýyor, kafasýndan “kabiledeki diðer kadýnlardan hiç bir eksiði yok” diye geçiriyordu. Ve Mokoku için en önemlisi ne zaman istese onunla birlikte oluyordu...

Altý ay kadar önce ilginç bir olay cereyan etti herkesin gözü önünde. Mokoku kabilenin genç erkeklerinden birinin Zu’nun peþinde dolaþtýðýný, ona kur yaptýðýný fark etti. Zu’da bu duruma pek karþýlýksýz deðil gibiydi. Mokoku’nun içini daha önce hiç yaþamamýþ olduðu müthiþ bir öfke kapladý. Bir süredir bütün mutluluðunun kaynaðý olan Zu’yu kaybedeceði düþüncesi dayanýlmaz bir sýkýntý verdi ona. Daha önce Mokoku’da kabiledeki diðer erkekler gibi birlikte olduðu kadýnlarýn baþka erkeklerle birlikte olmasýndan bir rahatsýzlýk duymuyordu, çünkü o dönemde her an baþka bir kadýn hazýrdý çevrede. Fakat her zaman birlikte olabileceði bir kadýnýn yerini kim doldurabilirdi?

Mokoku büyük bir öfke ile atýldý ileriye ve kur yapan genç erkeðin kafasýna elindeki sopa ile esaslý bir darbe indirdi. Genç neye uðradýðýný þaþýrarak yere yýðýldý. Ama bu Mokoku’nun öfkesini durdurmaya yetmedi. Bütün gücüyle yerde yatan zavallý genç erkeðe vurmaya devam etti. Sonunda Mokoku’nun yorulmasýndan bir fýrsat bulup güçlükle uzaklaþabildi yaralý genç erkek. Mokoku bütün kabilenin hayret dolu bakýþlarý arasýnda Zu’nun yanýna gitti. Zu’da olanlara þaþýrmýþ hayretle bakýyordu Mokoku’ya. Mokoku Zu’yu kolundan tutarak yanlarýndan uzaklaþtýrdý.

O günden sonra kabiledeki hiçbir erkek Zu’nun yakýnýnda dolaþmadý. Kimse Mokoku’nun bu davranýþýna bir anlam verememiþti, ama hep onlarý konuþuyorlardý. Ne vardý bu kýzda onu Mokoku için bu kadar mühim kýlan? Kabiledeki diðer kadýnlardan hiçbir fazlasý yoktu, aslýnda gözle görülür bir çok eksiði olduðu apaçýktý.

Kabiledekiler Mokoku’nun delirdiðini düþünerek her ikisinden de uzak durmaya karar vermiþlerdi, fakat Mokoku’nun Zu’yu baþka bir erkeðe kaptýrabileceði korkusu dinmedi hiç. Zu’yu kabiledeki diðer erkeklerden koruyabilmek için daha güçlü silahlara, daha korunaklý bir barýnaða, kýsacasý daha güçlü olmaya ihtiyacý vardý. Bütün vaktini bu iþe adadý. Taþlarý daha isabetli atma, sopasýný daha ustaca kullanma çalýþmalarý yapýyordu bütün boþ vaktinde. Barýnaðýnýn önüne daha fazla tahta ve taþ yýðdý. Pek çok defa baþarýsýzlýða uðramýþ güçlü bir hayvanýn yavrusunu alýkoyup, kendisine alýþarak büyütmek ve sonunda kendi savunma hizmetinde kullanma projesine hýz verdi. Eskiden bu hayvanlarý diðer hayvanlara karþý kullanmayý planlýyordu, þimdi ise tek isteði onu kabiledekilere, kendi hemcinslerine karþý kullanmaktý. Büyük tehlikeleri göze alarak bir aslan yavrusunu çaldý ve barýnaðýnýn kapýsýna baðladý. Hayvana elinden geldiðince itinayla baktý, kaçmaya kalkýþtýðýnda yakalayýp tekrar barýnaðýna getirdi.

Sarmaþýklardan hayvanýn kurtulamayacaðý fakat ayný zamanda onu boðmayacak –yýllar önce ilk denemesi hayvanýn boðularak ölmesiyle baþarýsýzlýða uðramýþtý- baðlar yaptý. Son denemesi önceki denemelerinden uzun sürdü, hatta Mokoku bir ara baþardýðý hissine bile kapýldý. Fakat hayvan 5 aylýk olduðunda sýký bir boðuþmadan sonra elinden kurtulmayý baþardý. Bir dakika, bu durumu tam açýklayan bir tanýmlama olmadý. Mokoku ve kabiledekiler hayvanýn elinden güçlükle kurtuldular, diyelim. Bu baþarýsýz projeden Mokoku kesin bir sonuç çýkardý: Aslan bu iþ için uygun bir hayvan deðildi, sýrada fil, gergedan ve timsah yavrularý vardý.


Sonra Zu’nun nazlanma dönemleri baþladý. Zu, Mokoku’nun üzerindeki gücünü fark etmiþti ve bunu çýkarýna uygun bir þekilde kullanýyordu. Artýk Mokoku’nun her birleþmeden önce Zu’ya bir takým hediyeler sunmasý gerekiyordu, bu kimi zaman avladýðý bir hayvanýn eti, kimi zaman lezzetli meyveler, kimi zamanda parlak taþlar oluyordu. Mokoku bu taþlardan Zu’nun ne anladýðýný hiçbir zaman çözememiþti ama artýk nerede parlak bir taþ bulsa onu Zu’ya hediye etmek için saklýyordu. Mokoku kabileden az sayýda kalmýþ arkadaþlarýyla veya kendi baþýna fazla vakit geçirirse Zu surat asýyor, belli bir süre onunla birlikte olmuyordu. Hele Zu Mokoku’yu kabiledeki diðer diþilerden birinin yanýnda yakalarsa, uzun süreli bir küslük dönemi baþlýyordu. Bu ceza günlerinde Mokoku Zu’yu her zamankinden fazla özlüyor, onu baþka bir erkeðin elinden çalacaðýndan endiþeleniyor, sonunda dayanamayýp elinde bir sürü parlak taþlar ve meyvelerle Zu’yu bulmaya gidiyordu. Zu bir süre daha nazlanýyor, sonunda zamaný geldiðine inanmýþsa Mokoku ile yeniden birlikte oluyordu. Bir süre sonra Mokoku’yu öyle güzel bir eðitim almýþtý ki, hiç peþinden ayrýlamaz olmuþtu Zu’nun. Zu’nun naz yapan tavýrlarýndan, ona bir þeyler hediye etmek zorunda kalmasýndan, özgürlüðünün kýsýtlanmasýndan pek hoþlanmasa da, sonuçta uysal bir köle gibi Zu’nun isteklerini yerine getirmekten baþka bir çýkar yol göremiyor, zamanýnýn çoðunu onun ihtiyaçlarýný karþýlamaya ve her gün yenileri ortaya çýkan kaprislerine ayýrýyordu.

Zamanla kendisinden baþka bir canlýnýn isteklerini anlamaya ve yerine getirmeye çalýþmak yeni yetenekler kazandýrdý Mokoku’ya. Zu’nun mimiklerinden ne zaman mutlu veya mutsuz olduðunu, ne zaman onunla birlikte olmak istediðini anlayabiliyordu, bu kabiledeki diðer erkeklerin pek beceremediði bir yetenekti. Yalnýz mimikler deðil, çýkardýklarý seslerde farklýlaþmaya baþlamýþtý. Zu ile aralarýnda kabiledekilerin kullandýðýndan daha fazla anlamlar ifade edebilen, daha zengin bir dil geliþmeye baþlamýþtý.

Hikayenin gerisini ayrýntýlý anlatmaya gerek yok, Zu ve Mokoku'nun kabilere göre daha fazla sayýda ve daha çok hayatta kalma þansýna sahip çocuklarý oldu. Mokoku düzenli bir cinsellik afyonu ile uyutulabilmek için bir gerçek üretimi olmayan Zu'ya her geçen gün daha çok þey vermek durumundaydý. Zu kendisi ve çocuklarýnýn hayatta kalma þansýný artýrabilmek için her geçen gün verebildiði tek þeyi -cinselliði- daha kýymetli gösterecek kýlýflara sokmak, kendisi istemiyormuþ gibi yapmak zorundaydý. Düþünsenize karþýnýzdakine zaten sizinde çýkarýnýza olan, yapmasýný istediðiniz bir þeyi yaptýrýyorsunuz ve bu hizmetinin karþýlýðýnda karþýnýzdakinin tek kazancý köleniz olmak, size daha fazla hizmet etmek oluyor. Ýnanýlmaz bir stratejik baþarý!      



Güneþ ufukta yavaþ yavaþ kaybolurken neler geçiyor aklýndan Mokoku? Biliyorum günümüzün ahlakçýlarý Zu ve seninle gurur duyacak, diyecekler ki erkeðin kendini tek diþiye adamasý toplulukta daha iyi bir sosyal organizasyon saðladý, erkeðin cinsellik karþýlýðý koruma saðlamasý toplum yapýsýný güçlendirdi. Ekonomistler cinsel kýskançlýðýn daha çok rekabet ve daha çok üretim manasýna geldiðinden dem vuracaklar. Senin iki bacaðýnýn arasýndan baþka bir þeyi düþünmeden yaptýðýn seçimini nüfus patlamasý, teknoloji ve kültür takip edecek.

Fakat her geçen gün daha yalnýz kaldýðýnýn farkýnda deðil misin? Geçmiþte bütün vaktini beraber geçirdiðin arkadaþlarýnýn birer birer senden uzaklaþtýklarýný görmüyor musun? Senin canýnda onlarla beraber özgürce koþmak, baðýrmak, avlanmak, yeniden kendin olmak istemiyor mu? Ya kabilenin diðer diþilerini özlemiyor musun? Koyu tenli, yuvarlak kalçalý Luku’yu? Koca göðüslü þen þakrak Usa’yý? Peki hepsinden önemlisi karnýn tokken kendi baþýna yýldýzlara bakarak düþüncelere daldýðýn geceleri hiç özlemiyor musun? Ne yaptýðýnýn farkýnda mýsýn benim zavallý dostum? On binlerce yýl sürecek ucuz bir köleliðin baþlangýcý seninle olacak ve senin tercihin hepimizin yaþamýný etkileyecek. Hiç deðilse biraz daha pazarlýk etsen...

Uzaktan Zu þarký söyleyerek sana doðru geliyor. Ýçinde yine o heyecan ve kýpýrdanýþ. Kalbinin ritmi deðiþti fark ediyorum. Þimdi denizden esen bu tatlý meltemin varlýðýnda kumsalda Zu ile bir kez daha seviþmek çok güzel olur, onu da biliyorum...



Temmuz 2000


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ayaklarýnýn üzerine
Gönderen: Murat M. UÐURLU / Ýstanbul/Türkiye
1 Mayýs 2005
Ayaklarýnýn üzerinde duran insan, ellerini özgürleþtirdi önce. Sonra beyniyle senkronize kullandýðý elininmaharetleri arttý. Beyni elini, eli beynini geliþtirdi, deneyimler kazandý ve kuþaktan aktardý belleði aracýlýðýyla. Sonra mülkiyete everildi,bencilliði keþfedince olan oldu..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sessizlik - 1
Kadýn Haklarý - 1
Kadýn Haklarý - 2
O Þýk Ayakkabýlarý Bu Dava Ýçin Almadýnýz, Bay Schopenhauer!
Sessizlik - 2
Martý M. V.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dünyanýn En Ýyi Ýnsaný [Þiir]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþ Günü - 1 [Roman]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþgünü - 2 [Roman]
Biyolojik Demir Bilye [Deneme]
Giyotin Ýstiyoruz, Giyotin Ýstiyoruz! [Deneme]
Fikir Özgürlüðü ve Ýnternet [Deneme]
Hayatýmdan 35 Dakika [Deneme]
Naçizane Bir Kehanet [Deneme]
Dün Telafer'de Bir Çocuk Öldürüldü [Deneme]
Varolamamanýn Dayanýlmaz Öfkesi [Deneme]


Var Samsa kimdir?

Bireyin varolma, kendisi olma þansýný elinden alan kurumlarla sarýlmýþ ve kötü bir þaka, bir tuzak haline dönmüþ dünyada insan sorunu üzerine hikayeler, denemeler.

Etkilendiði Yazarlar:
Milan Kundera, Franz Kafka, J. P. Sartre, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Var Samsa, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.