Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon |
|
||||||||||
|
yarým kalmýþ türküler ve bir acý söylence býrakýp geride tanýk oldu Þehr-i Manisa; bir yoksul köy hikayesine. ve gözyaþlarýný uçurdu Niobe ýþýðýný mum ateþlerinde saklayan bulutlara, hoyrat, geceyarýsý saðýrlýðýyla, sessiz aðýtlarýn yaðmurlarýyla kondu Kybele; Kýrkaðaç’a, Akhisar’a, Soma’ya. * nice sancýlara gebelenmiþ zamanýn dýþýnda, yýldýz aydýnlýðýnda düþler konan sofraya musallattý yokluk, musallattý oðula, geline ve karasabanýn býçak suretiyle buluþtuðu tarla ne ilaca yetiyordu ne de aþa-ekmeðe. * mevsimler yaðdý Spil’in üstünden, aðaçlarýn özü saklandý çekirdeklerin içine ve aþk saçtý yoksulluða dönüþümünden, kýþkýrtan bir bahar aktý damarlardan, sorular geçti buz yanýðý yaþamýn alazýndan; neden bu kardelen ölümü, bu kýrlangýç göçleri de ne? bu kanayan zaman, bu çocukluk anýlarý, bölünen uykusu annenin? yeter miydi sarý kýzýn aðýtlý sütü çeyize, fýrfýrlý eteðe, yün yataða, beþibirliðe? * ipekliye, atlasa, kadifeye, yalnýzca gözleri dokundu kýzlarýn ellerinin yerine ve ýþýðýn parlamasýyla dansa baþlayan satene. bir büyük telaþla yapýldý patiskanýn, ketenin, amerikanýn. kurþun yarasý acýsýyla, kökboyasý vurdu çevrelerin yüzüne. ve naylon ip düþtü floþ yerine kanaviçelere. * yaþlýlýklarýna taþýyacaklarý anýydý, gelinlik kýzlarýn “çeyiz bakmasý”... dýþarda cývýl cývýl bir hayat, ve yitik gelinlerin öyküsü belki de hiç hatýrlanmayacaktý. güneþ gelmiþ dayanmýþtý üstlerine, fýsýldamýþtý daðda anemonlar kavruk acýlarýný, ve gülüþlerine hüzün düþürüyordu boy aynalarý. * evli kadýnlarýn imecesiyle, ve imdada yetiþen bohçacý Rukiye’yle “çeyiz toplamaya” uyandý köy birikirken takvim yapraklarý bin dokuz yüz kýrk yedi’ye. * Emine; köyün en genç gelini, öksüz þarkýlarýn nihavent dinletisi; doðurgan sevgisini gezdiriyordu yüreðiyle. o da evlenmiþti bir kimliksiz fýrtýnada yorgun çeyiz imecesiyle. fýrsattý bu aþina düþmana, halden bilmeze, söz anlamaza; bu kurþuni direniþ, bu karþý çýkýþ boþ sandýk enkazýna. ve yürüdü kudurmuþ hiçliðin içinden minnet borcunu ödemeye, yürüdü evine iki göz oda güvercin ürkekliðiyle Emine. * önce; dede yadigarý el yazmasýný indirdi duvardan. gülüþü çarptý çerçevenin eskiyen boyasýna, ve gölgeler geçti tozlu, beyaz camlardan. “ey misafir! kýl namazý, kýble bu caniptedir. iþte leðen, iþte ibrik, iþte peþkir; iptedir...” * masa örtüsü, yatak örtüsü, ve süpürge örtüsü birer birer çýktý naftalinli yalnýzlýðýndan. biraz zahire, gül desenli gaz lambasý, açlýðý sorgulayan genç ömür türküsü, ve buz ýþýðý bir kömür ütüsü aktý çiçekli entariye kýnalý parmaklarýndan. * bir serçe telaþýyla, nazlý nazlý uçup gitti Emine. ve bir tutam sevgi sýcaklýðýyla yamalý bohçasýna sardýðý yarým elmayý sabah güneþiyle sundu gelin evine. * demez miydi eskiler, ve koynunda bir kutsal kitap gibi taþýdýðý sözler; “paylaþtýkça büyütürsün mutluluðu” ve o da anlatmalýydý kocasýna sürgülenmiþ kapýlarý aþan Ýshak kuþunu. uçurduðu kuþlarýn takýlarak peþine koþarcasýna evine döndü Emine. * zaman öðlendi; bir kurþun zehirinde biriken, ve ardalarýn gölgesinde gizlenen. ve oðul kaybetmiþ annelerin aðýtýndaydý zaman. toprak iþçisiydi kocasý Emine’nin, güçlü-kuvvetli / karayaðýz bir adam. * ispirto ocaðýnýn bir dipsiz boþlukta ýþýyan ateþinde kaynadý tarhana, aðýr aðýr týkýrdadý kurufasulye, yarýlan ekmeðin buðusunda kayboldu kaþýðýn tabakla buluþma sesi. iyi aþçýydý Emine, uzak çaðlardan gelmiþ kan-ter içinde bir kýsrak, caný diþinde halayýk, sesinin yankýlandýðý zamanlarda fýsýltý, ve iyi avrattý Emine. * kocasý, bir yandan yedi yemeðini, bir yandan Emine’nin çocuksu sevinciyle anlattýklarýný dinledi. anlaþýlmaz bir suskunluk yürüdü dev adýmlarla, ateþe kesmiþ daðlarýn kuþatýlmýþ burcuna. * þimdi yoksul odadaki bir saðýr sessizlikti. gizlemediði öfkesiyle kalktý sofradan; bahçede kanat yaralý kuþlar çiçeðe zorluyordu kan güllerini. bir azgýn boða soluðu süzüldü býyýklarýndan. * kapý ardýndaki baltayý kaptý hýþýmla. ve bileðinden tutarak Emine’nin zayýf bedenini; bir çuval gibi sürdü bayýra. gözyaþlarýyla ezildi toprak, yaðmur koktu çayýr çimen. yýkýldý birer birer ardýndan geçtiði her sokak, ve kendini anlatýrken bir çiçeðe biten bir rüyada açtý son yaprak. * ateþle dans eden kelebekler, üzüm þehrinin sýcaðýnda yitmiþti. ..yoktu artýk kaybettiði düþlerin kenti. baðrýnda çöreklenen yumruk acýsý, ve nedamet, ve yarým kalan kelebek yumuþaklýðýndaki týnýlarýn þiiri. ..ve anlamýþtý ki; Emine, kendini ihbar etmiþti. * bir dere kenarýnda durdular. zeytinler maviye çatýlanýyordu. ve infaza, ve diyete. kaç çobanýn yalnýzlýðýný örten sýzýsý, sevincinin bittiði yerde baþlýyordu. “-hangi elinle verdin çeyizi!..” diye gürledi kocasý. ve sað eline niþangah oldu bir aðacýn omçasý. ..oysa,günün en çok bu saatlerini seviyordu... * bir çýð koptu güneþten, bir çift kumru karýþtý üç cemre ürküsüne. maviyi bir ýslýk sesiyle parçalayarak indi balta, kütüðün üzerinde titreyen serçe yüreðine. kulaðý saðýr eden kan çaðýltýsýyla, yere düþen eline baktý Emine. * acýyla karnýnda sakladý kollarýný, çýðlýðý yankýlandý Hasanyaran tepesinde. ve suçüstü yakalanmýþçasýna yakardý: “-birini kestin, ötekini kesme!..” * elinin kýnasý artýk görünmüyordu. keklik kanadýna emanet bakýrýn rengi, hayalindeki renklerin kýyýsýna vuruyordu. ve önünde diz çöktüðü söðüdün gölgesi, bir türkü rüzgarýyla avucunda salýnýyordu. “deðirmen baþýnda vurdular beni kilimli çarþafa oðul, sardýlar beni. vurma zalým vurma nar danesiyem anamýn-babamýn oðul, bir danesiyem...” * bir kelepçe yangýsýyla, çöktü kocasý diðer bileðine. bu eller deðil miydi yoksulluðunu deþifre eden, ve saldýran mahremiyetine. ve bir daha kalktý balta... ve yaðmalandý düþleri, bu üzüm kentinin baðbozumunda. çeliðin ýþýltýsý, çýðlýðýyla buluþtu ormancý artýðý bir kütüðün yarasýnda. Kýzýlçam’dan, Karaçam’a bir acý ýssýzlýk çöktü bütün aðaçlara. yarým kaldý karacalarýn yunmasý, çiçekler yabancýlaþtý renklerine ve son kez baktý ellerine, hýçkýrýk libasýnda bir duman sýzdý ciðerine; ..gözlerini kapadý Emine. * baþýndaki yazmaya kefenledi ellerini burnundan soluyan kocasý. ve attý derenin çaðlayan sularýna. parçalandý suda köpük, havada bulut býçaklandý. bir soluk alýmýnda, çýnladý kýrlarýn ve göklerin feryadý. tütün, tuz, kül, acýnýn izdüþümlerini daðladý, saçlarý savruldu rüzgarda Emine’nin; týrnaðýnda kalmýþtý eskiyen kýnasý... * Simav, Bakýrçay, Eynes, Gördevs, bir fukara destaný taþýdýlar Gediz’e. türbede Yedi Kýzlar kucak açtýlar gelinlere ve “Kesik Elli Emine” söylencelerine. * artýk karanlýðý yutan parmaklarý olmayacaktý. ve uzanan dost eli bir daha tutamayacaktý. avuçlarýndan su içiremeyecekti kuzulara, bir daha yüzük takamayacaktý, saksýda kuruyacaktý menekþe, ardýndan el salladýðý trenler, sac ekmeði, el falý, ve parmaklarýnýn keþfettiði bütün ülkeler, bir daha olmayacaktý. * artýk, bir yangýn artýðý küldü. ve boyun eðmiþti yoksulluðuna, kimsesizliðe, ve boyun eðmiþti bu anlamsýz yenilgiye. son defa baktý ellerini alan dereye. ve sessiz bir kahkaha ile güldü Emine. * ..güldü Emine... artýk, boþ bir aný defterinin arasýnda kurumaya terkedilmiþ gül’dü Emine...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © GÜRKAL GENÇAY, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |