En bilge insanlar bile arasýra bir iki zýrvadan hoþlanýrlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
. Aþk mýydý ? … Kocaman bir çam aðacýnýn altýnda sarmaþ dolaþ uzanmýþýz. Önümüzde, altýmýzdan uzanan mavi desenli örtü, hemen yanýmýzdaki çalýya kadar uzanmýþ. Ben örtünün üzerine düþmüþ karýncalara bakarken, dalýp çýkarken iðne yapraklarýn arasýndan akan maviye.. Ýnce hanýmeli kokusunda uykulu bir rüzgarýn ahengiyle, iyice miskinleþirken hiç düþünmediðim bir sözle birden irkiltiyor beni. Bir anda çam aðacýnýn yüksek dallarýnda gezinen gözlerimi indirip bakýþýma yerleþtiriyorum. Kýrlangýçlarýn süzülüþü gibi bir bakýþ süzülüyor bana doðru… “Saat kaç ?” diyor ! Rüzgarda titreyen bir sümbül gibi titriyor gözleri. Vazgeçiyor sonra dediðinden. Kirpiklerinden içeriye, bakýþýna gizlendiklerinden anlýyorum. Sorduðu sorudan neden vazgeçtiðini düþünüyorum; “Belki gözlerimden kaçýþan ispinozlardan anlýyor, belki de bulutlardan..” diye bir ses geçiyor içimden. “Ne düþünüyorsun ? ” diyor… Saçlarý sol elimin üzerinden aþaðýya doðru süzülürken, nefes alýþýný duyuyorum. Bir söyleme isteðiyle derin bir nefes alýyorum, bütün sessizliklerim geçiyor içimden, kuþlar, çam aðaçlarý, karýncalar, mavilikler geçiyor.. Bir þarký geçiyor ardýndan, biliyorum ne düþündüðüme dair hala cevap bekliyor benden. Dilimin ucuna kadar mavi desenli bir örtü uzanýyor, bir helikopter týnýsý eðiliyor iyice, kar altýnda kalmýþ doygun bir bahar fýþkýracak gibi oluyor baþaramadýðým fýsýltý.. Gözlerine bakýyorum, bakýþýna ram olan bir poyraz esiyor gözlerimin gözlerine, tohumlar daðýlýyor rüzgarýn eteklerine. Bir bando alayý geçiyor hemen ardýndan, renkli ýþýklarý ve þarkýlarýyla garip giyimli bir topluluk; Þenlikler, çýðlýklar, bulutlar, bulutlardan düþen su, bulutlara týrmanan yaðmurlar geçiyor. Söz söyleyecek dudaðýmdan salýnan dingin yelkenliler, yelkensizler, denizler, dalgalar, damlalar geçiyor. Dalgalarýn milyarlarca köpüðe ayrýldýðý sahiller, kumlar geçiyor sonra, kalbimden o adý olmayan tat, his, mut çýkýveriyor ve onun beklentili gözlerinin vahasýna akýyor. Çöllerimi yeþertiyor. Kesif kokularýyla uzun ve yualnýz bir baharat kervaný iniyor çölün vadilerinden göðsünün vadilerine, ardýndan çalgýcýlar, dansçýlar, rüzgar gülleri, gül bahçeleri ki dikenlerinden çiçekler fýþkýran. Tepeden baðýran bir çocuk, çocuktan baðýran bir tepe, çocuða yansýyan bir ses geçiyor koþa koþa… Bir hamle daha yapýyorum bir þey söyleyebilmek için. Kirpiklerinden týrmanan bir su damlasý süzülüyor aþaðýya, içinde salýnan bir dünya, dünyadan evrene savrulan kuþ sürüleri yayýlýyor içime. Yine bir þey söyleyemiyor, Yine susuyorum… Baþka yöne çeviriyor baþýný, “neden susuyorsun?” diyor. Bu defa hangisinden baþlayacaðýmý düþünüyorum, tekrar bana bakýyor. Sadece gülümseyebiliyorum, dudaklarýmdan gözlerine uçurtmalar uçuyor… Bir kedi geçiyor önümüzden. Kedi bir an durup kedi tavrýyla bana bakýyor. Tam o sýrada arkadaþým çýkýyor çalýnýn hemen ardýndan. “Gülümseyin ?” diye seslenirken daha, fotoðrafýmýzý çekiyor ve kayboluyor. Sadece gülümseyebiliyorum iþte… Hala suskunluðuma mý, cevap veremeyiþime mi, yoksa biraz evvel dilimin ucuna kadar gelenlerin ; bütün iç kýpýrtýlarýmýn ve gerçeðe giden ruh patikalarýmýn sevdiðim insanýn gözlerine doðru nasýl da yolculuða çýktýðýný düþünme heyecanýmýn, rüzgarlarýn ve o anlatamayacaðým sevi titremelerimin bir anda bir kedi kýlýðýnda önümüzden kaçýp gidiþine mi gülüyorum ? Bilmiyorum. Tam on yýl evvel yakalanmýþ bu gülümseyiþimi, donmuþ bir an olarak zarf içinde aldýktan sonra “Ýyi günler” diyor ve fotoðraf stüdyosundan çýkýyorum. Fotoðraf stüdyosundaki kýz, on yýl önceki fotoðraflarýmý zarfa koyup bana uzatýrken, eskimiþ suratýma bakýp gülümsüyordu. Nedensiz güldüm. Belki de, duvarlarý fotoðraflarla dolu bu dükkanda, fotoðrafçý kýzýn hemen yaný baþýndaki þýk bir çerçeve ile duvara asýlý duran kedi resmiydi beni güldüren.. “Ayný resimdeki gibi gülümsüyordu deðil mi?” diye bir ses duydum dýþarýya yönelirken. Pis, sarý bir kedi hýzla geçti önümden. “Aç kalbini” diye bir ses geçti yýllar sonra bir cevap olarakdilimden.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © serhat merdivenci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |