Babama

Bu bir mektup. Geçmişimi affetme yolculuğumun bir parçası..

yazı resimYZ

MERHABA BABA

Kenara taşıdığımız üçlü koltuğun üzerine özenle koyduğun yastıklar bizim

burda olduğumuzu onayladığını anlatıyor bana. Eşyanın yerinin sendeki önemini bili-

yorum. O değişikliğe kızmamanın bile kendince bir sevgi gösterisi olduğunu, kalbinin

bir yerinde beni hala taşıdığın anlamına geldiğinin farkediyorum.

Ben 2 ağustos 2009 günü gece yarısı saat 4:30 da sana olan öfkemi feda edi-

yorum. Yok ediyorum öfkemi. Aslında bu öfke bana tanrısal güç veren kökenlerden biri.

Ayakta durmam gerektiğini hatırlatan bir eski zaman ayini. Aynı öfke bana bir babam ol-

duğunuda hatırlatıyor sürekli ki buna çok ihtiyacım var. Seni affetmiştim zaten zaten çok-

tandır. Ama affetmem kızmama engel olmuyordu. Bana su kadar yakınsın: Genetiğimsin.

Gökyüzü kadar uzakta duruyorsun. Kovalamaca oynamamak için konuşmamamız gerekiyor

olabilir. Farklı diller, yöntemler kullanıyor olabiliriz. Bir sürü yazar var, herkes başka bir

şey yazıyor. Herkes hayatı başka bir şekilde tanımlıyor. Baba kız da bunu yapıyor olabilir.

Bak baba- kız dedim.Ben de bu baba – kız ikilemesinin altını çizmek istiyorum. Sana Bir şey

anlatırsa. Ben bir kerede olsa senin kucağında ağlamadan, senin yanında bir kere uyumadan

ölmek istemiyorum. Beş dakika da olsa varlığının bana sonsuz güven vermesini istiyorum.

Ne yaparsam yapayım babam beni korur. Ne olursa olsun O beni sever diyebilmek istiyorum.

Şu an ağlıyorum.Yıkanmak gibi ağlamak. Bu durum için ilk ağlayışım değil. Yokluğun

beni çok ağlatmıştır. Garip bir hasret bu.

Hayatın, zamanın bu kadar hoyratça kullanılamayacağı kadar kısa olduğunu sen benden

daha iyi biliyorsundur. Bak otuzsekiz sene önce bugün evlenmişsiniz. Otuzyedi sene iki ay

yirmiyedi gün öncede ben doğmuşum. Baba olmuşsun. Elbet sen de benimle ilgili bir sürü hayal

kurmuşsundur. Ben de oğlum için bir sürü hayal kuruyorum. Anlıyorum. Onun bana başkaldırması

hayallerimin bir parçası değil. Düşünmesi bile çok üzer. Ama üzülmek başka Bir şey sevmemek

başka. Dünyada hiçbir hata anne baba sevgisizliğiyle cezalandırılacak kadar büyük olamaz.

Hiçbir baba – kız bizimkisi kadar küçük sebeplerden dolayı birbirinden ayrı kalmayı

haketmiyordur.

Otuzyedi sene önce hayatına giren ' ben ' sıkılınca bırakacağın bir iş kolu değilim.Kar

getirmeye şirketler gibi bir kenarda tutulmayı haketmiyorum. Ya da lağv edilmek için yeterli sebep

taşımıyorum. Bu mektubu nasıl yorumlayacağını bilmiyorum.Bunun bir başlangıç olabileceğinden

emin değilim. Senden binlerce şey isteme hakkına da sahibim ama bir tek şey istiyorum:

Öfkelerimizi olmadığı bir yerde yeniden buluşalım. Kalemi kağıdı sen de seversin benim kadar

biliyorum.Şimdi bir liste yap lütfen. Senin için önemli olanlar listesinde ilk dörde girmiyorsam beni

aramasanda olur.

Ben de o zaman hayalimde yarattığım baba figürüyle sohbet eder dururum. N e yapayım

derim bu da benim kaderim. Başka çocukların hayali kahramanları, hayali arkadaşları olur benim

de hayali bile güzel olan bir babam var.

Bu satırları yazarak acı çeken çocukluğumu azlediyorum. O kadar uzun yıllardır yoksun ki

seninle ne konuşabileceğimi bile hatırlamıyorum. Olduğu gibi sevilebilmek istiyorsa biri olduğu

gibi sevmesini de bilmeli. Ben deli, dolu , asi, yaramaz, söz dinlemez ya da saygısız bir çocuğum

belki düşüncelerinle beni asıyorsun. Belki de hareketli, meraklı, çalışkan ve kendi söyleyeceği sözü

arayan bir maceracıyımdır.

Haklı olmak kazanmaya yetmez. Kimin haklı olduğu değil önemli olan bizim kazanmamız.

Bu hanede en büyük eksiklik huzur.Elbet bunun da bir yolu bulunur. İnsan eliyle gökdelen-

ler kuruluyor.İnsan diliyle ateşkesler imzalanıp savaşlar bitiriliyor. Elimize ve dilimize aklımız

yardım ettiğinde aşılmayacak duvar yoktur.

Ben senden bir gününü istiyorum. Ertesi gün nasıl davranmak istiyorsan yine öyle davran

baba. Tekrar söylüyorum ben kapağı kapatılacak bir kitap değilim.İstifa edeceğin bir meslek dalı hiç

değil. Bu işten emekliliğini isteme lüksünde yok.

Bekliyorum.

2 AĞUSTOS 2009

Başa Dön