gül, tende mazi
masumiyet buharlaşmış
pusuda yalnızlık pençesi
gün balçığa dönüşüyor
ne yaptık biz bize?
neden 30 senedir
istenmeyen misafir bizde
bu şeytan denen kafir?
aynalar ne hain!
ne kör...
ne sırıtkan...
bekleyeniyim kendi durağımın
dalgın, umutsuz
o kadar!
bir gemi geçiyor
yararak baştan başa beni
koş , yakala !
ben kaçırdım
bendeki beni
yeni bir sayfa yardım yüreğimde
bölüşecek kim/ler kaldı?
kanımın coşkulu girdabı
sonsuzluğu çağrıştırıyor
bayat bir ter kokusu
anılardan süzülen
gözyaşımdan yalan damlıyor
aldattım kendimi
belki çok erken
aldandım badem ağaçları gibi
avuntum meyve vermemiş çiçekler
koştum koştum
yorgunlukla olgunluğun
çöreklendiği yerdeyim
kaçtım kaçtım...
döndüm baktım
başladığım yerdeyim.
ben bir kendimi bilirim
bir de haddimi
dümensiz gemimi
çapasız yüreğimi
uçarı yelkenimi
bildim de söz geçiremedim
verecek tavsiyeler var çocuklar
bayramda kapımı kim çalar?
hiç kullanılmamış üstelik
tavsiyeyi
kapısına kim takar?
eskiciye versen almaz
yaşlıya versen
can atar...
neden bitmez bu tarlada
tavında tavsiyeler?