Bayramınız Kutlu Olsun Sevgili Bozcaadalılar

Kasabanın tüm gece tükürdüğü / Günahbakanların / Kabuklarını süpürür Vahit / Gece yarıları Adanın dışına. / Yakar Kaptan, / İki araba, kırk çuval, kırk kişi sığdırır / Küçücük bir takaya / Umut taşır en karamsar havalarda bile / Bastırsanız iki bu

yazı resim

Yıl; ada takvimiyle bilmem kaç
Gelin gitti Davulcu Emin'in kızı
İyi bir kapıya...
Dalgıç Lütfiye öldü
Öksüz kaldı iki düzine kedi.
Artık gösteremeyecek
Küçük çocuk karnesini
Ciciannesine.
Çocuğu Kara Murat
Teselli ediyor
Kale burçlarında uçarak.
Ve o zaman öğreniyor çocuk
Gerçek kan olmadığını
Artistlerin sahte kibirlerinden
Sızan damlaların...

Ada güncesinde bir kara not
Okunması güç...
Aptisini gösterdi diyorlar
Çakıcı Rıza küçük Tuba'ya.
İlendi kadınlar
"Doğruysa, girsin uğursuz mezara!"
Bilinmedi gitti
Belki doğru, belki iftira...

Yıl bin dokuz yüz yetmiş
Kuruşun ömrü yetmiş
Bir ekmek, bir gazoz almaya
Cengiz'in annesi
Çalışmaya gitmiş Almanya'ya.
Ah ne güzel kasaba
Parkının bir duvarı sarı gül,
Bir duvarı kırmızı
Ve hiç bir kapı
Kilitlenmez o yıllarda kazara...

Kasabanın tüm gece tükürdüğü
Günahbakanların
Kabuklarını süpürür Vahit
Gece yarıları Adanın dışına.
Yakar Kaptan,
İki araba, kırk çuval, kırk kişi sığdırır
Küçücük bir takaya
Umut taşır en karamsar havalarda bile
Bastırsanız iki buçuk lirayı
Karşı kıyıya.
Göbeğini keser çaresizliğin
Deniz ortasında
Doğan tüm çocukların göbek adı
Denizdir bu yüzden Ada'da.

Kutlu Aktaş en çalışkan
Neferidir Bozcaada'nın
Kaymakam kolluğuyla
Çimento karar, yuva yapar
Gözbebeği Adalıya...

Sebahat'ın vişnelerini
Kaynatır kadınlar
Pilavoğlu'nun tavuskuşlarının
Çirkin sesi duyanı irkiltir
Latife'nin Gülçin, o sene
Hürriyet gelinidir
Ve Pantolon Alinin
Kızının kibarlığı
Uçuk sarı bir söylencedir.

Pazar kurulmayan kasabanın
Tembel ağustos böcekleri
Bakkallarına üşüşür sabırsızca
Pazartesi günleri.
Buruşuk ve çürümeye yüz tutar
Tezgahtaki sebzeler
Haftanın diğer günleri.
Ve mahkumdur zavallı yabancılar
Almaya bu sebzeleri...

Yıl ada takviminin solgun yapraklarında
Okunmuyor
Selasını veriyor Ülker'in müezzin Borazan
Sessiz bir dere akıyor mezarlığa
Küçük Latif, annesinin öldüğünü bilmiyor
Koca Latif Ağa oturmuş,
Hüngür hüngür ağlıyor.
Belediye, Traktörle Latif Ağa'nın
Karşısındaki eski evi yıkıyor
Ortalık toz içinde
Tozdan dolayı güncenin sonu
Okunmuyor.

Kalenin eteğindeki sinema
O yıllarda mı kapanmıştı?
Ve o yıl mı gelmişti
Uğur Dündar Ada'ya?
Kayıtlar sağlıksız
Yanık Ömer'le Küpeli
Bir de Halil Ağa'nın
Çok içmesinden
Bıkmış kadınlar
Yeni bir ilaç keşfetmiştir.

Dedikodunun sert rüzgarlarını estirdiği
Çetin yıllardır Ada'da.
Kıymet'in Taksim'de vurulduğunu
Ve karnında bir çocuk taşıdığını
Yazar kayıp vakainüvistler.
Toprağa karışır üç ayda gelinliği
Ve ne zaman mezarlığa girsem
Selvilerin korkunç türküsü çalar.

Kilisinenin çan kulesi dimdiktir hala
Ve Paskalya Bayramlarında
En güzel giysilerini giyer Marika.
Yirmi Eylül'ü kutlar askeri ciple
Deveçanı: "Bayramınız
Kutlu olsun, sevgili Bozcaadalılar!"

Yorumlar

Başa Dön