Tozlu asfalt yollara serpilen tohumlardı gözyaşlarım,
Hiç yeşermedi.
Bir hayaldi belki vuslat yada bir fotoğraftı yılların sancısı... karşılığı...
Ölüm iki dudak arasında aslında,git demek gibi bazen,
Bazende susmak ölümüne,ölesiye..!
Sanki hiç olmadım o bahçede hiç yeşermedim
Aslında ben,
Tam orada, gülün en derin kırmızısında
Besleyen toprakta,ıslatan yağmurda
Ve yüzünü okşayan o yalın rüzgardaydım
Bazen mutlu bir çocuk gülümsemesi kadar mutlu,
Bazen de;
Yağmurdan kaçan sokak çocuğunun elinden düşen ekmek kırıntıları kadar
Ziyandım!!!
Ruhu satılmış bir celladın yüzünü saklayışından belli,
Ölümün yeni bir doğuşu getireceği.
Yavrusunu kaybeden bir babanın çaresizliğinden belli,
Kıyametin koca dünyayı yerle bir edeceği.
Aynaya bak! Gözlerinde gördüğün çizgilerden belli,
O masum güzelliğin seni bir gün terk edeceği...
Birde ölümsüz olmadığımız gerçeği..!
Şimdi kanayan yaralarımdan akan kanım daha bir üşütür ellerimi,
Durağımda göl olmuş dizlerime kadar.
Bir gün ya urağan olup uçar yada boran olup taşar...
Ama hiç pişman olmaz!
Çünkü acılar içinden seni seçen BEN DEĞİLDİM...