Ben hep aynı kadını sevdim
Unutulmuş şairlerin
Unutulmuş şiirleri vardı aklımda
Uzun kaşları uçuk renkli ruju dalgalı saçlarıyla
Kahkahasıyla bir de yaşama inat
Ben hep aynı ağacı sevdim
Unutulmuş sevda şarkılarının
Unutulmuş melodileri vardı dilimde
Hala o eski siyah-beyaz resmin var elimde
O büyük ağacın büyülü yaprakları arasında
Her dalda bin yaprak, her yaprakta yine senin hayalin
Ben hep aynı treni sevdim
Unutulmuş şehirlerdeki
Unutulmuş istasyonlara uğrardı birer birer
Haber götürürdü bir sevgiliden en değerlisine
Her tren bir parçaydı senden
Her istasyon bir sevda yükü sanki
Ben hep aynı türküyü sevdim
Unutulmuş çalgıların
Unutulmuş notaları vardı telinde
Her türkü bir sevda hikayesi
Birbirine kavuşamayan aşıkları anlatır
Seni severken hep türküler dinledim
Her türküde seni yeniden sevdim
Ben hep aynı şiiri sevdim
Unutulmuş duygusallıkların
Unutulmuş duyguları vardı aklımda
Her şiir seni anlatıyordu herkese
Ve her şiir yeni baştan yaratıyordu seni
Ben hep sevdaları anlatan şiirleri sevdim
Ben hep aynı yolu sevdim
Unutulmuş yolcuların
Unutulmuş hanları vardı üzerinde
Her yolun bir sevda yolcusu vardı
Her yolcunun gönlünde delikanlı bir bahar
Her baharda başka bir hancı, başka bir yolcu
Ben hep sevdaya giden yolları sevdim
Ben hep aynı şeyleri sevmiştim
Unutulmuş hayatların
Unutulmuş öykülerini belki de...
Ben hep aynı kadını, aynı ağacın gölgesinde,
Aynı treni, yine aynı türküyü dinlerken,
Aynı şiiri de, yine aynı yollarda sevmiştim
Ama... ama baharın kızı,
Ben en çok da seni sevdim.