Türkmenistan semalarında süzülerek uçarken hostesin sessizliği bozan o anonsunu unutmam mümkün değil:
“Değerli yolcularımız üç saat on beş dakikalık yolculuğumuz birazdan sona erecektir.Az sonra Aşkabat Hava Alanı’na ineceğiz.
Büyük bir heyecanla uçağın penceresinden aşağıya bakıyordum.Az sonra,yıllardır özlemini duyduğum ata topraklarına ayak basacaktım.
Hep bu anı beklemiştim yıllarca….
O esnada, farkında olmadan,Yavuz Bülent Bakiler’in,çocukluk yıllarımda ezberlediğim “Unuttuğumuz İnsanlar” şiirinin şu mısraları döküldü dudaklarımdan:
“Ben çilesi çekilmemiş bir Türkmen.
Ben her sabah,ciğerine kurşun yiyen bir yetim.
Çaresizlikler içinde sizi düşünüyorum.
Ey esir insanlar diyarında benim esir milletim!...
Ve ey Kafkas Dağları ardında
Bayraksız memleketim.”
Bu duygularla uçaktan indim.
Artık ayağım yere değmişti.Hem de ata topraklarına!...
Sanırım diğer öğretmen arkadaşlar benim kadar heyecanlı değildi.
Çünkü biz hep bu diyarın hasretiyle büyümüştük.Türkülerimiz,hoyratlarımız ve şiirlerimiz hep bu topraklara dairdi.Yine Yavuz Bülent Bakiler’in “Türkistan” şiiri geldi aklıma.O şiiri gözlerimin önünden geçirmekle kalmadım;adeta yaşadım:
“Öz yurdumu çarmıha germişler kırk yerinden
Unutmam bin yıl geçse acımın üzerinden
Vurulan bir ceylana yanar gibi derinden
Ulu Türkistan’a yandım.
Tanrım,bir gün acaba diyebilecek miyim;
-Vuslatın yüzüme nakışladığı nurla-
Bir komşu bahçesine uzanır gibi huzurla
Türkistan’ın toprağına uzandım.”
Türkistan’ın toprağına huzur içerisinde uzanmayı nasip eden Mevla’ma binlerce şükürler olsun.
Kardeş Türkmen halkına hizmet etme bahtiyarlığı benim için bütün maddî değerlerin fevkindedir.
Kimse bunu kuru ve hamasî bir Türkçülük ve Turancılık olarak da yorumlamaya kalkmasın.
Kim ne derse desin onlarla köklü tarihî bağlarımız var.Bu güçlü bağ yetmiş yıllık komünizm devrinde de kopmadı;belki zaman zaman gevşedi.
Onlar bizim kardeşlerimiz.
Bunu kimse inkâr edemez.
Dinimiz bir…
Dilimiz bir…
Özümüz bir…
Sözümüz bir…
Bir,bir,bir,bir!...
Bu kadar birin olduğu yerde ikilik olur mu?
Bu birleri çoğaltmak,uzatmak da mümkün!....
Bu kadar birlerin olduğu yerde elbette birlik olması gerek.
Bazı kesimlerin ikilik ve fitne tohumu ekme gayretleri hüsranla sonuçlanacaktır.
Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler,Allah’ın izniyle,başarılı olamayacaklardır.
Ben buna bütün samimiyetimle inanıyorum.
Kardeş Türk Cumhuriyetleri, aynı ağacın meyveleridir.Bu vahdet ağacına zehirli aşı yapmak isteyenlere bu millet izin vermeyecektir.
e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com