ne mekan ama!
kerpiçten omuzların üzerinde gelmiştim buraya. avizeler söndüğünde, ağzım ıslandığında sezdim bütün anormalliği. ve bir kez daha işitiyorum ölümün maltlığını.
son bir kez daha söyleyecek şarkısını
hiç yıllanmamış kanatları için
bir söz sırası
uğultusuz bir söyleşi - merak ediyor musun?
deniz bile piçleştiyse
ne zamandır
ne etleri koparan dişler
ne de ayrılan makine işçisi
Mi Amor - vahşinin koynunda çoğalır.
benden sana, senden bir başka olgunluğa
fakat "sakalımdan buyruk konuştum yine de"
diyebilmeye
iskambile dalmış avuç içlerini anlatmaya
hiç gürlemeyen yüzlere gülümserken
vücudumuza çalmayı soğuk kumları.
açlığın kendini çektiğinde nehrin kıyılarından
en derbeder poyrazları getirir gözlerine
trenler
lekesiz sokak gülleri.