bir adım Emperyal Morenio'ydu
ak duvarlı otellerin önünde karşıladıkları
dertlerinin dizildiği yerde
ellerinin çekilmesiydi Meronio'nun erken yolculuğu.
(sürgün değnekleriyle eşlik ettiler o günün geri kalanına. ne şatafatından ne de hastalığındandı bu miskinlik, hayli bir emek çizmişlerdi otelin duvarlarına. bir önceki, ilerleyenin gölgesini çekerdi daha içeriye dalmadan.)
Emperyal Morenio bir başıbozuktur
kuruyup gitmelerin ötesinde
işte tatlı ılık söyleşiler, siyaha bulanmış bedenim
dostumun hassas kemikleri.
(bir aydınlık istemiştim bu otelin kollarında, tanrının beni altında kaybettiği. geceleyin yanlışlarımın sayılması reddedilse de, talan etsem de en kalabalık gürültüleri, düşünmekten vazgeçmedim aydınlığını. eller çaldı en parlak parçaları, böyle doğdu siyahın hasreti, sessiz suların ortasında.)
an gelir, nasihatleri vurur gözlerime
ince duman gibi habersizdir
"tutmak istemem sözlerimi" demişti bir keresinde
ağlak bir rolü üstlenir Morenio, çekyatlara sığmaz uykusuyla
belki bu yüzden sevdim ellerimi,
karanlığa bulanmışken.
(o öğle yarısı puslu, bir hayli heybetli bir feribot taşımıştı beni. paslı kamyon aralarında gidedurdum. o'nun olası düşünceleri, esmerliği, cigaralarının doğduğu rutubet soluğumdaydı.)