Bir Bölü Elli

Öğrenim hayatımdan bir kesit.

yazı resimYZ

Üniversitede aldığım bir ders beni çok etkilemişti; Mimari Yapısal Tasarım. Ders seçmeliydi ve ben balıklama atlamıştım bir şeyler öğrenebilmek için. Hatırladığım kadarıyla sadece projenin danıştığımız akademisyenlerle tartışılması, akademisyenlerin yönlendirmesi ve projenin revizyonu (yenilenmesi) için akademisyenlerin randevu verdiği saat ve günde proje ile birlikte gidip onların aşağılamalarına ve komikliklerine katlanmak gerekiyordu. Bir devlet üniversitesinde kendilerini oraların tek hakimi sanan profesör ve asistanının ne kadar yaralayıcı olabileceğini siz düşünün artık.

İki kişi ortak çalışıyorduk ve çalıştığım arkadaşla neredeyse hiç bir araya gelmedik, geldiğimiz zamanlarda da çalışmadık. İnşaat Mühendisliği okumama rağmen, bu dersi çok ciddiye almamın nedeni, içimde uhde kalan yarım bıraktığım konservatuar eğitimimde bana verilen sanat terbiyesi ve sanata duyduğum hayranlıktı. Burada beni yetenek sınavıyla konservatuara alan koro şefi Muzaffer Taşkın'ı saygıyla ve minnetle anmazsam nankörlük etmiş olurum.
Oysa bu dersi alan mühendislik öğrencileri gayet rahat bir şekilde yapının statik (durağan) dengesini dikkate alarak ve basit sistemler oluşturarak, akademisyenlerle de fazla tartışmadan ilerliyorlardı. Benimse asistanın ve profesörün her yanına gitmem olaydı. İkisi bir oluyor ve canıma okuyorlardı. Paslaşarak dalga geçmenin sanatını yapıyorlardı adeta bu iki ucube. Sonuç:Her hafta götürdüğüm eskizleri çıkarken çöpe atıyordum.

Okul başlayalı haftalar geçmişti ve ben inatla özgün, fonksiyonel hayalimdeki evi yaratmaya çalışıyordum. Projenin adı buydu: Hayalimdeki Ev. Tasarladığım bütün yapılar neredeyse anılarımda kalan tortulardan kopya çekiyordu. Bense saf yaratıcılık peşindeydim. Ama ne zaman gönyeleri T cetveline dayayıp bir plan çizsem geçmişte yaşadığım evlerin bir kopyası oluyordu. Dönemin sonuna doğru kredisi iki olan ve beni de çöküşe sürükleyen bu dersten kurtulmaya karar verdim ve geçmişimde kalmış bir anıdan faydalanarak ama yenilikler türeterek bir yapı tasarladım. Fayansların bile tek tek çizgilderini ellerimle çizerken ne kadar yorulduğumu anlatmama gerek yok sanırım. Projenin teslim saatini 15 dk geçirdim ve projeye ortak olan arkadaşımın başka bir proje teslim ettiğini gördüm, benimse projemi kabul etmediler ama teslim aldılar. Niyeyse!!!

O dönem bütün derslerden kaldım ve tek bir şey öğrendim: Teslim gününde profesörle bağrışırken ağzımdan şöyle bir cümle çıktı: "Ama hocam bu çok zor bir şey!" O dersin ne kadar zor olduğunu bir tek ben mi anlamıştım yoksa bütün o vasat çizimleriyle not ortalaması kovalayanlarda anlamışlar mıydı? Ben hayal kurarak hata yapmıştım ve bu hata bana bir döneme malolmuştu. Ama beni sınırlarıma kadar zorlayan akademisyenler eğitimim için hiç de gerekli olmayan bir şeyi anlamamı sağlamışlardı. Umarım bunun vebalini taşıyabilirler.

Yorumlar

Başa Dön