Bir Kadikoy - Eminonu Hatirasi

Onunla bittikten sonra Istanbul'la da bitmistim. Geri donmem artik buralara diyordum. Seviyordum Istanbul'u aslinda ama bu sehirde o varken nasil burada kalabilirdim ki?

yazı resim

Onunla bittikten sonra Istanbul'la da bitmistim. Geri donmem artik buralara diyordum. Seviyordum Istanbul'u aslinda ama bu sehirde o varken nasil burada kalabilirdim ki? Yine de oyle ya da boyle cesaretimi topladim ve geldim gecen gunlerde.

Her zamanki gibiydi Istanbul. Asil, gozu yasli ve kaprisli. Soguga ragmen cikarmistim yagmurlugumu. Birseyler hissetmek istiyordum cunku. Kadikoy sahilini, uzerime ciseleyen yagmuru biraz da defalarca tesekkur etmeme ragmen bana kahve satmaya calisan mini kapitalist amcayi. Sahil boyunca yurudukce eski gunler geliyordu aklima. Gelmesin diye cabaliyordum ama an itibariyle devre disi birakmistim koruma kalkanlarimi. Birak dedim kendi kendime, gelsin anilar...

Bindim Kadikoy - Eminonu seferi yapacak olan ilk vapura. Arkalara dogru sessizce ilerledim ve oturdum. Onunla da boyle arkalarda oturur, gule eglene karsiya gecerdik dedim kendi kendime. Sarilirdi bana, sevdigini soylerdi o sahte gozlerle. Aklima bunlar geldikce icim burulmustu. Oyle ki o da yalan cikmisti. Icten ice bu zamanda kime guveneceksin ki diye dusunuyordum.

Derken, karsima soguktan olsa gerek basina atkisini dolamis uzerinde mavi - sari yagmurlugu, icinde bordo kazagi ve altinda siyah kumas pantolunu olan yasli biri oturdu. Normalde yasli biri yerine yasli amca deyimini kullanirim ama adam pisligin ta kendisiydi. Begenmemistim tipini ve adam gelip benim karsima oturmustu. Elalemin karsisina guzel bir kiz haydi o olmasa bile siradan normal bir vatandas otururdu ama benim karsima gele gele boyle biri gelirdi iste. Tanri'nin, hayatin ve evrenin bana her zamanki tatli bir sakasiydi bu ve sahsen alismistim bunlara. Bu talihsizligi fazla sorgulamadan camdan disari bakmaya devam ettim.

Vapur kalkmis ve yolculuk gercek anlamda baslamisti. Yasli adamin tipinden dolayi yanimiza baska kimse gelmemisti ve sahsen ben de bunu pek umursamamistim. Aklimda hala onla gecen guzel zamanlar ve Haydarpasa acaba yikilacak mi dusunceleri geliyordu. Biz bitmistik ama Haydarpasa bitmemeliydi diye sacmaliyordum ama nedendir bilinmez belki ilgimi ceken baska bir sey olmadigindan adama iyice bir baktim. Nedense kendimi gordum bir anda. Aska ve kadinlara bakisimi yansitiyordu o kucumsedigim yasli adam. Kalbim o kadar yorgun, o kadar bitkin ve o kadar soguktu ki herhangi biriyle eslestir deseler kesin o ihtiyar cikardi.

Boyle olmamaliydi hatta boyle hissetmemeliydim dedim kendi kendime. Kalbim bu yasli adam gibi oldukca sadece kendine zarar verecekti. Sevilmeyecek, sevmeyecek, hissetmeyecek belki de ansizin gocup gidecekti. Guzelce silkelendim, oturusumu duzelttim ve saga sola soylece bir baktim. Guzel kadinlar vardi ki sadece vapurdaydik hani. Sevmeye muhtac, sevgiyi hakeden ve belki de beni uzmeyecek insanlardi bunlar.

Ne kadar mantiksal kararlari her zaman tercih etsem de duygularin ve hislerin bana bu kararlari aldirdigini o yasli adam sayesinde anca o zaman fark etmistim. Oyle ki daha ben dogru ve duzgun hissetmezken nasil dogru ve mantik dolu kararlar alabilirdim ki? Vapurdan indigimde yenilenmis hissediyordum kendimi ve uzulmeden, gecmisi hic umursamadan yuruyordum Istiklal sokaklarini... Biliyorum bu hayatta her sey istedigim gibi gitmeyecek ama istemedigim, hor gordugum ve tanimadigim biri bana istemeden de olsa yardim ediyorsa devam etmek gerekir, hem de her seye ragmen.

Başa Dön