Bizim Arkadaşlarımız!..

“Sevdiğini ölçülü sev, günün birinde nefret ettiğin birine dönüşebilir. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et. Günün birinde sevdiğin birine dönüşebilir” şeklinde rivayet edilen bir Hadis var. Ölçüyü neden kaçırdık?! Acaba çok arkadaş canlısı olmakla hata mı ettik?

yazı resim

BİZİM ARKADAŞLARIMIZ!..

“Bir yerlere gelmesi için dualar ettiğimiz, mevki, makam ve koltuk sahibi olduktan sonra hala eskisi gibi arkadaş sandığımız arkadaşların aslında bizim arkadaş olmadığını unuttuk” demişti…
Demişti ama ben o zaman ne murat ettiğini tam olarak anlayamamıştım…
Arkadaşlarımız…
Ah bizim arkadaşlarımız!
Düne kadar beraber yol yürüdüğümüz.
Ekmeğimizi bölerek yediğimiz.
Paylaşarak küçülen acılarımız.
Ve paylaşarak çığ çığ büyüyen/büyütülen sevinçlerimiz…
Sevinç ve kıvanç duyduğumuz arkadaşlarımız…
Düne kadar bizim olan, ya da bizim sandığımız arkadaşlarımız vaktaki, mevki - makam sahibi oldular…
O vakit bizim sandığımız arkadaşlar, aslında bizim olmadığını anladık.
Mevki ve makamlarıyla bizlere iyiliklerini beklemekten çok; kötülüklerinin dokunmaması için dualar etmeye başladık.
Ama yine de -istisnaları müstesna edecek olursak- kurtaramadık postumuzu bu arkadaşlardan…
“İyilik ettiğinin kötülüğünden korun” demiş Hz. Ali.
Demiş mi, dememiş mi bilmiyorum ama söz, düşündürücü…
Öyle ya; en büyük zararı en yakınımızda olanlar veriyor.
Çünkü yakınımızda olanlar bizim zafiyetlerimizi çok daha iyi biliyorlar da ondan…
“Sevdiğini ölçülü sev, günün birinde nefret ettiğin birine dönüşebilir. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et. Günün birinde sevdiğin birine dönüşebilir” şeklinde rivayet edilen bir Hadis var.
Ölçüyü neden kaçırdık?!
Acaba çok arkadaş canlısı olmakla hata mı ettik?
Anlaşılan her şeyi yeniden gözden geçirmemiz lazım.
Arkadaşlıklarımızı.
Dostluklarımızı.
Hatta kendimizi bile yeniden gözden geçirmemiz lazım.
Ve en önemlisi kendi nefsimizi yeniden gözden geçirmemiz lazım.
Sonra dostumuzu ve dostluklarımızı…
Şair, boşuna; “Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya” diye haykırmamış…

Kur’an da bizlere şöyle dua etmemizi emretmiyor mu: “Hasbinallah ve ni’mel vekil, ve ni’mel mevla, ve ni’men nasir.”

“Allah Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.”

Başa Dön