Henüz daha 16 yaşındaydım. O zamanlar da beni çok seven. mutluluğum için çabalayan kadının annem olduğunu zannediyordum. Babam beni sürekli bir mezarlığa götürüyordu nerden bilebilirdim ki? o mezarda benim meleğim yatıyor. O mezara o kadar bağlanmıştım ki.. Hergün oraya gidip kuran-ı kerim okuyordum. Bir gün babama ''Baba bu kim?'' diye sordum. Babam yutkundu ilk önce. Annen dedi sessizce... Hayır olamazdı! bağırıp çağırmak yerine sorular soruyordum. Neden baba? Ne zaman öldü baba? O annem sandığım kadın kim baba? Babam hiç bir soruma cevap vermiyordu. Deli gibiydim. Kafamda binlerce cevapsız sorular vardı,, eve gittik. Annem sandığım yabancı açtı kapıyı. Hoşgeldin dedi, cevap vermeyip odama gittim ve yatağıma yattım. Sadece tavana bakıyordum. Günlerce kalkmadım yatağımdan kaç gün geçmişti? söyleniyordum kendi kendime. Anne anne anne! Babam odama geliyordu sürekli. Sinirim, üzüntüm içimde birikmişti. Bir gün bi adam geldi odama, bu kimdi? Sürekli sorular soruyordu, sonra bi ilaç kutusu verdi babama. Bu ilacı kullandıktan sonra sinirlerim gevşeyecekmiş. Benim içimdeki üzüntüyü hangi ilaç, kim silip atabilirdi ! Bir gün çıktım gene evden.. Gittim anneme, meleğime.. Abim geldi dokundu omuzuma. 16 yıldır abimin hiç ağladığını görmemiştim. Abim benim omuzumda ağladı. Günler geçmek bilmiyordu.. Bir gün biri çıktı karşıma. Onun bakışıyla hayata bağlanmıştım sanki. Öyle bi bakıyordu kii.. Bu gitmez demiştim taa ki bir güne, bir lafa kadar...
DEVAM EDECEK. ]