gözlerini koynuma doldurup gitme
iri bir yıldız gibi düşür içime
sensiz hoyrat zaman
gecenin sürmesini gözünden çeken
ne kadar da masum
gülüşü ellerinden içirirken
aciz üşümüş gölgesi
sokakları bağrına basar
söner puslu ziyası
sensiz acır şehir
ahlar dilimde ezik
soramam uskumrunun acısını
yazıktır üryandır şimdi
pulları içime batar
eşkalsiz cinnet bakışları
çekilir şah damarımdan
yüzüne gözüne dolaşır ilmeği
yaşlı sesleri ağların
doldursun kanatlarını kuşların
ardından yol biriktiren
dalyanlar toplasın
yüzüm yere dökülse de
sen
gözlerini koynuma doldurup gitme
…
(çekip gider
çekip gider bir gözleri sürmeli)