Her hikaye kendini tekrar eder.Her insan kendini tekrar eder. Kabul
edilmeyen dualarımdan sonra göğsüme kapanır ellerim.
Acının izini sürdüm şehrin orta yerindeki parka kadar. Yalnız kalpler
sütununun altına oturdum. Üşüdüm yaz sıcağında, dondum.
Vurgulayacak kelime kalmadı yazdıklarımdan sonra. Vazgeçtim
vurulmaktan kederli kelimelerine hüznün. Bir baktımki adım başı hüzün.
Adam boyu hüzün.
Boğuluyoruz bu sarı hüznün içinde. Bu bitmeyen mevsim boyunca, bu
dışarı çıkamadığımız tualin içinde, biraz daha kanıyoruz fırça darbeleriyle.
Bu sıcağı arayışımız bitmeyecek mi hiç göçmen kuşlar gibi... Nereye aitiz
biz. Savruluşumuz durmayacak mı bu ağrılı coğrafyada. Çocukluğumuz
çıksa bir sokak başında karşımıza, dindirir belki sesini ağıtların
ömrümüzün.
Sen kimsin? Dün gece karanlıkta kımıldar gibi oldun. Bütün gücümle
haykırdım boşluğa; Sen kimsin? Boşluğa seslenebilmek için neden ikinci
tekil şahıs sıradanlığına düşürüyorsun beni!
Dün gece koğuştan bir arkadaşımı hatırladım. Çığlıkların sarpa sardığı,
hıçkırıkların insanın içine içine gömüldüğü o koğuştan. Yalan anne! Zaman
herşeyin ilacı değil!