çocuk boynunda
ayaz yemiş bir balıkçı kuşu
ya da bir atkı donanması
ısınıp ısınıp
havalanan kuşekağıdın beyaz kayganlığı
çocuk boynunda evet
kışları kırılan buz damlaları gibi sert
ve iğneleyici
sarkıttan atkılar.ım.
Yağmur indi bir yüzden
şemsiyesi çuha örtülü kahvehanenin
çardaklarında titreyen yapraklarıyla salkım salkım
bir bahçesiyle tüm kahvehaneyi
bir yağmur yüzünden kilitler
belki kapalı ateşinde yanar gibi
bir evin sıcak sobası
babasının koltuk altına sıkıştırdığı gazetedeki bir manşet yüzü
indi gönlümden
iki kelimede vurgun yiyen aşk
ne olamadık
kahvehanenin sigarası
ya da asmaların titreyen yaprakalrı yağmur yüzünden
akıp ağlayan
evin sobasının ateşinde pişen
sohbet koyusu olduk mu hiç?
Uzun yola koyulalım
yolun hüznünde bir mola arası
üşüdüğümde giyeceğim ceketini
koltuk üstüne istfileyen hostesin
geçtiği yollar kadar
üşüdüğümde
kovalayan yalnızlıklarımı sırtladım
üşüdüğüme bakma;
ceketini giyeceğim;
uzun yola koyulalım .
Kazı sonunda yorulan parmakların
sabaha kadar iç çekişleri
ve titrek, cılız sayfalarımı çevirişi
bir perdeye üfler gibi
rüzgar gülü
kırmızısında atar kalbimin
nefesinle çevir beni.
mum gibi titreyen kazı sonunda parmaklarımın
iç çekişleri gibi
ışığa yat ışığa kalk
mum gibi
titre beni .
uykunun aksak grisi
yatağımın baş ucuna konan lambanın
nefesinde bildiğim
bir sarı bir kırmızı
değişken uykunun
yatağımın baş ucuna istiflenişi.
Ben bilmiyorum hangi çocuğun mızmızlığıydı yanımda kalan
kazıyan bir sancı dibi
cehennem bildiğim
bilsek mi bilmiyorum
yollarda gezinen toz toprak gibi
üfledikçe uçuşan
kalbimi ve titreyen sefilliğimi
bilsek mi diyorum.
Kaçıncı kuraklığında açacak
kaktüse sorun
hiç birimizin gitmediği çöllerde akan rüzgara sorun
aynı rüzgar değil miydi
fısıltısıyla kar örtülü ovada uçuşan
sıcakken de uçuşan soğukken de uçuşan
aynı fısıtısı değil miydi ellerimde kalan.
Ben o ceketi giymeliyim
ömür bildiğin, bolaran yalnızlığına
sığ kaldım
sığmadım
biz uzun yoldayız;
molanın kolları kısa ve soğuk kışların altında
üşürüm;
ceketini giymeliyim.
bolaran yaşlanmalarınla
sığ kalan taraflarım; ne uyumlu aksaklıktır sesimiz.
üşürüm
ve bilirim beklemeyi.