Encümen-i Daniş

dini ve milliyeti ne olursa olsun kendilerine katılmak ve işbirliği yapmak isteyen herkesi kabul eden bu topluluk 19. yüzyılda türkler’le rumlar arasında edebi ve bilimsel ilişkilerin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır

yazı resimYZ

ENCÜMEN – İ DANİŞ: OSMANLILARDA BİLİMSEL BİR CEMİYET

Encümen-i Daniş( Bilgi Meclisi/Komisyonu): Paris Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nden esinlenerek 1851 yılında kurulmuştur. Batılılaşma çabaları ile birlikte batıdan alınan bilgileri geliştirmek, bilimsel gelişmeleri takip etmek ve uyum ağlamak için Türkler tarafından kurulmuştur. Dini ve milliyeti ne olursa olsun kendilerine katılmak ve işbirliği yapmak isteyen herkesi kabul eden bu topluluk 19. yüzyılda Türkler’le Rumlar arasında edebi ve bilimsel ilişkilerin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Kurucuları ve üyeleri(40 kişi)Tanzimat döneminin önde gelen devlet adamlarıdır. Vezirler Mustafa Reşit Paşa, Ali Paşa, tarihçi Hayrullah ve Cevdet, Yusuf Kamil Paşa, Müslüman Türklerle diğer cemaatler arasında arasında edebi ilişkiler kurulmasına katkı veren Ahmet Vefik Paşa gibi devlet, edebiyat ve bilim adamlarıdır. Avrupa’dan ise Fransadan X..T. Bianchi, Avusturyalı tarihçi Joseph Von Hammer ve James Redhouse gibi kişiler ile Ermeni ve Rum Ortodoks cemaatlerinin üyelerinden oluşuyordu. Encümen-i Daniş’ in üyelerinden ”logofet” Hoca Agop(Agop Gırcikyan), Sahak Abroyan, Tiryakioğlu Boğos Hoca ve tersane tercümanı Vartan Paşa Osmanlıca yazılmış pek çok eser bırakmışlarır.Bu eserlerin pek çoğu İstanbul Üniversitesi kütüphanesindedir. İmparatorluğun en etkili, gayrimüslimi olan, İstefanaki Bey(Stephan Vogoridi), Edirneli İstefanaki (Etienne Caratheodory) bunlar arasında yer alır. Kendine ait bir yönetmeliği olup,: edebi ve bilimsel çalışmalarındaki ürünleri/yayınları seçmek, çevirmek ve üretmek için kurulmuştur. Osmanlıca’nın gelişmesine de katkı vermek de hedefleri arasındadır. Batı ile kültürel irtibatta olmak amaçları arasındadır. Türkçe ve Osmanlıca yazmak ve bu dile çeviriler yapmak üyeler için bir mecburiyetti. Ancak bu konuda yetkinliği olanlar için bu madde geçerli idi.
Encümen-i Daniş’in ömrü kısa sürer ve 1862 yılında kapanır. Buna rağmen önemli sayıda, eserin yazılmasına ve çevrilmesini sağlar. Ancak bunların çok azı basılır. Bunlardan önemli olanlar şunlardır: Abdulgaffar Enis’in çevirdiği William Robersson’un Amerika Tarihi
Burada ilginç olan husus şudur. Encümen-i Daniş’in öne çıkan gayrimüslim üyelerinden biri olan Vasilaki Efendi’nin dalkavukların sanatlarını nasıl icra edeceklerine dair bir ” Dalkavukname” tercümesi de vardır. Osmanlı tarihçisi Ahmet Cevdet(1822-1895)’in yazdığı tarih kitabı(Tarih-i Cevdet) günümüzde bile dikkate alınan bir eserdir. Burada kısa bir parentez açalım: Yeni 50 TL’lik banknotlarda fotoğrafı bulunan ilk Osmanlı kadın yazarı kabul edilen Fatma Aliye(1864-1936)’nin de babası Ahmet Cevdet’tir.
1889’da İstanbul’da Çakmakçılar Yokuşu’nda Ermeni Hovsep Kavafyan’ın matbaasında bulunan güncel Ermeni Türkçesi kitapların sayısı incelenecek olursa, ülkemizde kitabın neden az sattığının da yanıtı verilmiş olacaktır. 150 yılı bile bulmayan kitap serüveni, Osmanlı’nın son 50 yılında ivme kazanmış, Cumhuriyet’le gelişme göstermiştir. Ülkede en iyimser tahminlere göre 10 bin okuyucu yaratılmıştır. .İşte liste: Aleksiyanos Fakırın Hikayesi, Aşık Kerem, Aşık Garib, Aşık Tahir ile Zühre, Aşık Kurbanı, İngiltere Düşessalarından Kenovape Nam Afife Kadının Hekyaye-i Garibesi, Yemek Tertibi, Yenova,Hikayesi,Yedi Alimler, Zeycan ile Esman, Tayyarzade, Telegraf Resalesi, İki Kapu, Yoldaşlar Yahud Hakkı Adaletin Zahiri, Leyla Mecnun, Hezar Esrar, Melikşah, Nasredtin Hoca, Nisa Tayifesi, Şah İsmail, Şirin ile Ferhad, Çoban Kızları, Delikanlılar, Dürbün-i Aşk, Rakam Cedveli, Köroğlu
Yine İstanbul’da Yüksek Kaldırımda’da kitapçılık yapan Gerasimos Aleksandratos şu kitapları satıyordu: Aleksios, Avraam, Aşık Kirem, Kioroğlu, Yenovefa, Nasdradin Horzas, Aşık Garib, Aşık Ömer, Ünlü Köroğlu
Kitap yayın işi önce tercüme eserlerle başlamış, bunun öncülüğünü, Encümen-i Daniş yapmıştır. Daha sonraları batılı eserlere ve yazarlara öykünerek özgün eserler yazılmıştır.

Kemal Düz , 20 Ocak 2009 - İskenderun

Başa Dön