Bir çocuk sofrasından henüz kalkmamış sofrada ekmek kırıntıları...
elinde şişmanca bir defter
kaleminin başı kırık
karası bulaşmış zayıf yanaklarına
annesi de kalkmış sofrasından
çocuğun yanı soba
sobanın içi sıra
bir ödevde benim bildiğim
zayıf daldan parmaklarda
kırılacaklarının resmidir
ev ödevin olsaydım senin
zayıf kuraklıklarında
köyün tam orta yerinde henüz kalkmamış sofralarda
ve bir tabak olayım;
içimin yarısı yenmiş
içimin yarası, senmiş.
içimde kurumuş bir şeyler
çocuğun ağzı damlar
ellerinle yenilmişim
ve yenilmişim;
ev ödevin olsaydım senin
köyümüzün yollarında
okuluna sırtlasaydın beni
taştan yollarında giderken öyle
kuşlar filan havalanır gibi yapıp sekselerdi önünden
varabilmek için yazsaydın beni en baştan
ev ödevin olsaydım ben senin.