Gönül Mektubu
(Necef'deki yiğide)
Allah'ın aslanı;
bin gönülün bakiyesi, bir gönülün sedası.
Hayber kapılarında
namını cihana yayan,
adaletin mümessili,
hakikatın sevdası.
Cehaletin yüreğinde yetişen/ toprağın babası.
Çöllerde esen rüzgar,
cephede çalınan kılıç,
kafire tutulan gürz.
Bilmez misin ehl-i küfrün nedir bunca çabası?
Bakmaz mısın, yattığın yerde gördüğün
bedenleri kir,
şuurları hain,
adları şeytan…
Bunlar değil miydi, nara ile sürdüğün,
bunlar değil miydi, zülfikarla vurduğun?
Geldiler…
Şeytanlar şahının çağrısına,
dört bir yanından dünyanın.
Ne yüreklerinde cesaret,
ne kollarında kuvvet,
ne de zerre kadar iman var.
Arkalarında satılmış,
milyonlarca hain uşaklar.
Gitmek isterim, sağım duvar, solum duvar.
Rüyalarımı iğfal eden,
Aç sefil, analar,
Yanında körpe yavrular.
Yoluma çıktı nefsim, önümü kesti dünya,
ruhumda ağlaşırken milyonlar.
Gelemiyorum, bilemiyorum,
Belki de şerefimle ölemiyorum..
Ama sen büyüksün,
Sen yiğitsin/ sen şehitsin/ ve ölü değilsin.
Merkadında olup bitenlere suskunluk niye?
İmdadına gelmez misin bunca ehl-i islamın.
Yüreğim bir müjden için tutuşur/ yanar.
Herkesin özü kan ağlarken, nice can yanar.
Göster himmetini, tükenmekte ümitlerim.
Yürü, ardına düşsün, Hüseyin'ler, Geylani'ler,
Ehl-i hak olanlar, İmam-ı azamlar.
Soruyorum Ya Ali,
O illerde, senden başka kimim var?