Leyla Karaca’nın “Görünmeyen Uyum” başlıklı yazısı çok etkileyici geldi bana. Bunun nedeni yazının konusundan çok dokusu. Belki de yazıyı böylesine etkileyici yapan yazarın felsefe üzerine çalışmış olmasıdır.
Yazı bir tarafta kadim felsefi anlayışlara uzanırken diğer tarafta halk edebiyatına dokunan geniş bir yelpazede kavramları ve anlayışları harmanlıyor. Bunu “görünmeyen bir uyum” içinde yapıyor, insanı şaşırtıyor. Görmediğin bir şeyi görmene yardımcı oluyor veya düşünmeyi çoktandır unuttuğun şeyleri düşündürüyor.
Sanatta ve edebiyatta zıtlar veya aslında bir arada olmasını düşünmediğimiz şeyler bir araya geldiğinde farklı bir şey ortaya çıkıyor. Bir anlamda faklılıklar arasındaki ortak unsurları sanatçı yakalayıp beğenilen bir şey ortaya çıkarıyor. Aslında ilk bakışta bizim göremediğimiz uyumu görüyor.
Güzel yazı aslında bizi şaşırtan, düşündüren, bazen de güldüren yazıdır bana göre. Bir de yazıya anlattığı olayın sindiği yazılar var. Yazının konusu olay değil sadece, yazının kurgusu da şaşırtıcı olabiliyor.