Şimdi umutların bittiği yerde işte tam buradayım. Arkamdan usul usul eserken rüzgâr, beni de artık gittiği yere sürüklüyor. Tamamen bomboş ve tüm hafifliği üzerinde olan bir kutu gibi ya da bahardan ümidini kesmiş, yazını bitirmiş, sevincini yitirmiş, öylece kurumuş bir yaprak gibi…
Hiçbir şey yok içimde. Umutlarımı, yaşama sevincimi bıraktım az önce… Uzun zamandır hayallerle ıslanan yanaklarım artık boşluğun pınarı olmuş. Sadece duyarsızlık ve duygusuzluk… Rüzgâr yalarken tenimi serin serin, bir gidişi, bir bitişi hızlandırıyor sanki. Aklıma geliyor içimdeki bir kuşun çırpınışı, bir çiçeğin patlayışı, şelalelerin çağıltısı, yağmurun inişi… Bir sesleniş… Beni çağıran… İnsan en çok kendi adını duymayı severmiş… Ben oysaki içimdeki kuşu uçurdum, çiçeği kopardım, şelaleyi geride bıraktım, yağmurumu bitirdim. Adımı da az önce yazdım engin kumsala, hemen sonra gelecek dalganın sileceğini bile bile hem de…
Güneş saklanmaya başladı bile bulutların arkasına. Yorgun düştü artık o da. İnerken başka dünyaları doldurmak için, sardı kızıllığı tüm denizimi. Her masum dalga titrerken, bir acı kızıllık yüklendi giderek dinginleşirken. Kim bilir belki de burada olmayan binlerce insanın kızıllığını topluyordur bu dalgalar… Belki de en şanslılarındandım, bitişimi yaşarken seyredebilen…
Rüzgârım biraz daha hızlanıyor ve üşütüyor su belime gelmişken… Birkaç adımdan sonra uyanıyorum, içim üşüyor, arkama bakıyorum, türlü türlü insanlar… Buradan herkes çok mutlu, çok dertsiz görünüyor… Tatlı bir telaş, koşuşturmaca, herkeste hâkim… Keşke dedim bir ara… Keşke… Ama bilemem ki onlar da gerçekten buradan göründükleri gibi mi?..
Buradan herkes mutlu, herkes kaygısız… Bense, bilinmeyen bir meçhule yolculukta, biraz korku dolu, biraz endişe… Artık yoluma dönme vakti… Güneşim kaçmadan onu yakalamalıyım. Kızıllığı tüm denizimi doldurmuşken içime almalıyım hepsini…
Nefesimi tutuyorum, bir an düşüncesizlik… Denizde batan güneşin, içimi dolduran kızıllığın acısı yakıyor beni… İçimden bir şeyler kopuyor sanki… Sonra duyuyorum ki güneşim batmış, denizim durulmuş… Bense tüm kızıllığımı bitirmenin dinginliğini ve sakinliğini yaşıyorum… Bu sefer arkamda serin rüzgâr değil, gecenin soğuğuna hazırlanan denizim var, beni aktığı yere sürükleyecek olan…
Funda ]