Hayatımın Şiiri

sussam / şiir olur sesim / kanasam / acıyı duyar yüreğin / ve ben / sana / gül / kokulu / mektuplar yazarım / dört duvar arasından /

yazı resim

dört duvar arasında
hüzün
silinip gidiyor
sisli zemheri günlerinde
yüzün
ve ben
sana
işkence
günlerim
anısına
kurumuş karanfiller
yolluyorum
gönül dolusu

bizler
yitik kentlerin
çocuklarıydık
onlar
aşağı mahallenin
zengin piçleri
aramızdan
sen geçerdin
paylaşamadığımız
iki şeyden biriydin
diğeri topumuz

çoğul anlamlar katardın ismimize
ve kimliğimize
kalabalık duygular yaşatırdın bizlere
yüreğimiz kabarık
hala biz sana aşık
sana aidiz Nazar
yoksa yitirdiğimiz yalan mıydı seni
yoksa sen mi geldin apansız

bize çoğul anlamlar katardın
sevmelerle gitmelerin çelişkisini birde
seni katardık oyunlarımıza
düşlerimize katardık seni
seni oynardık hayat denen oyunda
ama
bizler
figürandık sadece
bu kanlı karanlık gecelerde
kirli ve isli günlerde
biz çoktandır oynamıyorduk sahi

bir seni bölüşemezdik
nazar değer
diye
bir seni
söylemezdik
birbirimize
oysa
yediğimiz lokma
içtiğimiz su
yattığımız yatak
birdi
bir sen ayrıydın
bir sen ayırırdın bizi
yoksa sen mi geldin
öyle birdenbire
öyle düşlerimizi aralayarak
kanayan yanlarımıza merhem olarak
yoksa sen mi geldin nazar

kimimiz yolcu
kimimiz hancı iken
bu yitik kentte
sen neciydin nazar
neredeydin
ne kadar vardın
biz
bunu
hiç
bilemedik
ve de
bilemeyeceğiz

ne tufanlar atlatmıştık
benim tabirimle ne badireler
bir seni atlatamadık
bir seni unutamadık nazar
mayıstı
kara günlerdi yine
çoğumuzun şimdi hatırlamak istemediği günlerden biriydi
seni yitirişimizin öyküsü yazılıyordu
kara kaplı kitaplara
bu kitapları sonra ne yaptılar bilmiyorum
ama seni hala unutmadık
bundan eminim nazar’ım...

Başa Dön