İsyanım…

Memleketin insanı bilmelidir ki, bu güne kadar çoğu hususlarda yanlış bilgilendirildikleri gibi… “Kader” konusundan da yanlış bilgilendirilmişlerdir. Sırf teselli mahiyetinden midir, nedir bilinmez; hep kötü şeylerle karşılaştığında/musibetlere duçar olduğunda “kaderim böyle ne yayabilirim” der, memleketimin insanları… Ben de diyorum ki; “kaderim böyle ne yapabilirim” dedirten zihniyet bizi kandırmıştır. Şimdi diyeceksiniz ki; “isyan” mı? Evet, isyan! Pısırıkça yaşamaktansa!... Kaderimiz olmadığı halde “kaderimdir” diye yıllardır bizlere yutturulan kadere isyan ediyorum…

yazı resim

İsyanım…

Yaz mevsimi; hasat çağıdır Doğu ve Güneydoğu’da…
Hatta tüm yurtta…
Doğu ve Güneydoğu ki, işsizlik sınavında…
İşçiler (siz buna “ırgat” da diyebilirsiniz) katar katar yollarda…
Pılını pırtını alan, -ve biraz da çalışmaya yaşı müsait olan- baya-bayan iş imkanları bulunan illere çalışmaya gidiyorlar.
Buraya kadar normal…
Anormal olan şey…
Anormal olan; bu insanların öz memleketinden yabancı muamelesi görmesi…
Sırf ekmek parası için şehrini terk ederek aylarca gurbet yaşayan, elektriksiz, susuz ve kuru ekmekle yetinerek çadırlarda yaşayan ırgatlar…
Gencecik kızlar,
Anneler,
Babalar,
Ve kara yağız delikanlılar…
Diğer taraftan memleketimin bu çilekeş insanlarına bağırıp çağıran işverenler!
Haydi, işsizliğin ne olduğunu anladık da…
Hatta “ekmeğin aslanın boğazından midesine indiğini” bile…
Lakin haya timsali gencecik kızlarımıza, şımarık zengin çocuklarının bağırması!..
“Hayır!” diyorum.
Hayır, hayır, hayır!
Şahit olduklarımız; memleketimin insanın kaderi olamaz…
Belki bulundukları muhitte doğmak kaderi olabilir.
Aynı anne babadan olmak kaderleridir.
Lakin “yoksul” olmak kaderleri değildir memleketimin insanın…
Fakirlik “kader” olamaz...
Memleketin insanı bilmelidir ki, bu güne kadar çoğu hususlarda yanlış bilgilendirildikleri gibi…
“Kader” konusundan da yanlış bilgilendirilmişlerdir.
Sırf teselli mahiyetinden midir, nedir bilinmez; hep kötü şeylerle karşılaştığında/musibetlere duçar olduğunda “kaderim böyle ne yayabilirim” der, memleketimin insanları…
Ben de diyorum ki; “kaderim böyle ne yapabilirim” dedirten zihniyet bizi kandırmıştır.
Aldatmıştır.
Bizler yıllar yılı aldatılmışız kaderimiz olmayan kaderle….
Hakları elinde alınan bir insan; “ne yapalım, kısmetim bu kadarmış” dememeli/dememeliydi…
Zulme uğramış bir insan; “alın yazgım böyleymiş” diyerek zalime pirim vermemeli/vermemeliydi.
Şimdi diyeceksiniz ki; “isyan” mı?
Evet, isyan!
Pısırıkça yaşamaktansa!...
Kaderimiz olmadığı halde “kaderimdir” diye yıllardır bizlere yutturulan kadere isyan ediyorum…

Başa Dön