Mevsimlerden
Ne sonbahar
Aylardan ne eylül
Ne esen rüzgar
Ne yağan yağmur
Soluk bir resim
Salınan yaprak
Eylül kadar hüzünlü
Nisan kadar doluyum
Düşüyor günler takvimlerden
Ölümün sahillerine yaprak yaprak
Titreşimler duymaktayım
İçinde ölümün
Kaldırımı kan
Kanı ben
Kaos sokaklarının
Çiğnenmiş bir yığın zaman
Mekan çöplük
Çöp zaman
Oradan toprağa uzanan
Bir yığın dost
Bir yığın anı
Bir yığın insan
Bir yığın zaman
Taşımaz artık beni
Yorgun adımlar
Yeni tramvaylar
Tanımaz eskimiş yüzü
Şehirleri dolduran
Medeni yabanlar
Eski evler tanır beni
Eski sokakları tanırım ben
Anlayamaz anlattıklarımı
Anlayamadıklarım
Anladıklarımı anlatamadıklarım
Eski çınarlar anlar beni
Eski çayhaneleri anlarım ben
İçimde hep eskiler yaşar
Yenileri yaşayamam ben
Bu yüzden geri dönmek
Baştan başlamak istiyorum
Geldiğim izlere basa basa
Ama akşam olmuş
Yollar kapanmış
Çölün kumları doldurmuş
İzlerimi
Başka adımlar geçmiş üzerinden
İzlerimin
Çaresiz düşüyorum peşine
Benden önce giden
İzlerin