"Yazmak, içindeki cehennemi başkalarının okuyabileceği bir cennete dönüştürmektir." – Charles Bukowski (Kurgusal)"

Kader ve İnsan İradesi Bağlamında Üniversite Tercih Süreçleri: Veri Bilimi ve İlahi Takdir Arasındaki İnce Çizgi

Üniversite tercihlerinde veri bilimi ve İslami bakış açısının kesişimini inceleyen bu metin, modern eğitim sisteminde karar verme süreçlerini sorguluyor. İnsan iradesi ve ilahi takdir arasındaki denge, tercih danışmanlığında kullanılan nicel veri analizlerinin sınırlarıyla birlikte ele alınıyor. Hacettepe Tıp örneği üzerinden, geçmiş verilere dayalı trend analizlerinin metodolojisi ve güvenilirliği tartışılarak, eğitim tercihlerinde bilimsel ve manevi boyutlar arasındaki ilişki sorgulanıyor.

yazı resim

Modern eğitim sisteminde, üniversite tercih süreçleri hem öğrenciler hem de aileleri için kritik bir dönem haline gelmiştir. Bu süreçte ortaya çıkan veri bilimcilerin ve rehber öğretmenlerin rolleri, İslami perspektiften bakıldığında derin felsefi ve teolojik sorular gündeme getirmektedir. İnsan iradesinin sınırları ve ilahi takdirin rolü üzerine düşünmek, sadece tercih süreçlerini değil, hayatın geneline dair yaklaşımımızı da şekillendirmektedir.
Veri Bilimi ve Tahmin İllüzyonu
Nicel Veri Analizinin Sınırları
Üniversite tercih danışmanlığında kullanılan veri analizi yöntemleri, geçmiş yıllara dayalı trend analizleri üzerine kuruludur. Bu yaklaşımda:
Metodoloji:
- 6-7 yıllık geçmiş veriler incelenir.
- Fark tabanlı trend analizi uygulanır.
- Kontenjan değişiklikleri hesaba katılır.
- Standart sapma ölçümleri yapılır.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi örneğinde görüldüğü gibi:
2016 Sıralaması: 1080
2017 sıralaması: 1339
2018 sıralaması: 1440
2019 sıralaması: 1509
2020 sıralaması: 1600
2021 Sıralaması: 1817
2022 Sıralaması: 2290
2023 Sıralaması: 1754
2024 Sıralaması: 1935
2025 Sıralaması: 1820
2016-2018: 1080-1339= -259
2017-2018: 1339-1440= -101
2018-2019= 1440-1509= -69
2019-2020= 1509-1600= -91
2020-2021= 1600-1817= -217
2022-2023: 2290-1754= 536
2023-2024: 1754-1935= -181 bunlardan mutlak değerce en küçüğü 69 en büyüğü 536'dır. Bu durumda 1935-536= 1399
1935-69= 1866 tahmin aralığı= 1399_1866
- 2016-2021 arası sürekli düşüş trendi
- 2022'de dramatik artış (sıralama 2290'a çıktı)
- 2023'te tekrar düşüş (1754)
- 2024-2025 arası görece istikrar
Bu verilere dayalı tahmin aralığı (1399-1866) ile gerçekleşen sonuç (1820) arasındaki uyum, başarılı bir analiz gibi görünse de, bu durumun arkasında yatan dinamikleri anlamak gerekir.
İstatistiksel Başarı mı, Kaderin Tecellisi mi?
Veri analizinin "başarısı" aslında birkaç faktörün kombinasyonudur:

  1. Matematiksel Olasılık: Yeterince geniş aralık verildiğinde, sonucun bu aralığa düşme ihtimali yüksektir.
  2. Sistematik Faktörler: Eğitim politikaları, demografik değişimler gibi ölçülebilir faktörler.
  3. Öngörülemeyen Değişkenler: Toplumsal olaylar, ekonomik krizler, pandemi gibi faktörler.
    Bu noktada önemli olan, veri bilimcilerin bu analizleri yaparken fark etmedikleri ya da göz ardı ettikleri husus şudur: İstatistiksel model ne kadar sofistike olursa olsun, geleceği belirlemeyen, sadece olasılıkları hesaplayan bir araçtır.
    Rehber Öğretmenlik ve Sezgisel Yaklaşım
    Rehber öğretmenlerin "bilinçsiz geçen yıla bakarak" yaptıkları tercih danışmanlığı, akademik açıdan yetersiz görünse de, aslında daha insani bir yaklaşım barındırır:
    - Bireysel İlgi ve Yetenek Değerlendirmesi: Her öğrenciyi kendi potansiyeli çerçevesinde görme
    - Holістik Bakış: Sadece sayısal verilere değil, kişilik özelliklerine de odaklanma
    - Empati: Öğrencinin duygusal durumunu anlama çabası
    Bu yaklaşımın "sezgisel" olarak nitelenmesi, aslında insan faktörünün kompleksliğini gözden kaçıran bir değerlendirmedir.
    Özel Üniversiteler ve Ekonomik Realite
    Özel üniversitelerde tahmin yapmanın zorluğu, bu kurumların farklı dinamikler üzerinde çalışmasından kaynaklanır:
    - Ekonomik Faktör: Ailelerin maddi durumu birincil belirleyicidir
    - Prestij Algısı: Toplumsal değer yargıları sürekli değişir
    - Pazarlama Etkileri: Kurumların tanıtım stratejileri sonuçları etkiler.
    Bu alanlarda veri biliminin başarısız olması, insani faktörlerin ve ekonomik değişkenlerin öngörülemezliğinin bir göstergesidir.
    İslami Perspektif: Kader ve Tevekkül
    Kurani Temel
    Kur'an, İslami düşüncenin bu konuya yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymaktadır:
    A'râf Suresi, 88. ayet: "De: Allah'ın dilediği dışında kendime fayda ve zarara sahip değilim."
    Bu ayet, insan iradesinin mutlak olmadığını, her türlü planlamanın ve çabanın nihayetinde ilahi iradenin kontrolünde olduğunu vurgular.
    Tevbe Suresi, 51. ayet: "De: Allah'ın bizim için yazdığı dışında bize ulaşmaz. Bizim Mevlamız O'dur. Ve inananlar Allah'a güvenip dayansın."
    Bu ayet ise takdir edilmiş olan şeylerin mutlaka gerçekleşeceğini, bunun ötesinde tevekkülün önemine işaret etmektedir. Öğrenci ve ailesi araştırma yapmalı, danışmanlık almalı, ancak sonucun tamamen kendi kontrollerinde olduğunu sanmamalıdır.
    Modern Uzman Kültürü ve Yanılgıları
    Uzmanlık İddiasının Problemi
    Günümüzde "uzman" olarak nitelendirilen kişilerin tercih danışmanlığında karşılaştığımız temel problemler:
  4. Kesinlik İddiası: Belirsizliklerle dolu bir alanda kesin sonuçlar vaat etme
  5. Veri Fetişizmi: Sayısal verileri mutlak gerçekmiş gibi sunma
  6. İnsan Faktörünü Göz Ardı Etme: Her bireyin benzersizliğini unutma
  7. Manevi Boyutu İhmal Etme: Sadece maddî başarıya odaklanma
    Gerçek Uzmanlığın Kriterleri
    İslami perspektiften bakıldığında, gerçek uzman şu özelliklere sahip olmalıdır:
    - Tevazu: Bilgisinin sınırlılığını kabul etme
    - Dürüstlük: Tahminlerinin kesinlik taşımadığını belirtme
    - Bütüncül Yaklaşım: Sadece akademik başarıyı değil, kişilik gelişimini de önemseme
    - Manevi Danışmanlık: İlahi takdir anlayışına süreçte yer verme
    Sosyolojik Analiz
    Toplumsal Beklentiler ve Kaygılar
    Üniversite tercih sürecindeki gerginlik, toplumsal yapımızın eğitime yüklediği anlamlardan kaynaklanır:
    - Prestij Arayışı: Üniversite tercihi statü göstergesi olarak algılanır
    - Ekonomik Kaygılar: İyi meslek = iyi gelir denkleminin kurulması
    - Aile Baskısı: Sosyal çevrenin değerlendirmelerinden korkma
    - Gelecek Endişesi: Belirsizlik karşısında güvence arayışı
    Bu faktörler, aileleri "kesin çözüm" vaat eden uzmanlara yöneltmektedir.
    Medyanın Rolü
    Veri bilimcilerin "kahin" olarak algılanması sürecinde medyanın rolü büyüktür:
    - Sensasyonel Haberler: "Bu uzman yine bildi" tarzı başlıklar
    - Kompleks Süreçlerin Basitleştirilmesi: İstatistiksel analizlerin mucizeviymiş gibi sunulması
    - Alternatif Görüşlerin Görmezden Gelinmesi: Sadece "başarılı" tahminlere odaklanma
    Pratik Öneriler
    Aileler İçin
  8. Çoklu Danışmanlık: Tek bir uzmana bağımlı kalmamak
  9. Çocuğun İlgi ve Yeteneklerini Öncelemek: Sadece sıralama odaklı düşünmemek
  10. Dua ve Tevekkül: Manevi boyutu ihmal etmemek
  11. Gerçekçi Beklentiler: Mükemmel tahmin beklentisinden uzak durmak
    Danışmanlar İçin
  12. Alçakgönüllülük: Bilginin sınırlılığını kabul etmek
  13. Şeffaflık: Metodolojinin detaylarını açıklamak
  14. Holística Yaklaşım: Sadece sayısal verilere dayanmamak
  15. Etik Sorumluluk: Yanlış umut vermemek
    Bilimsel Determinizm Eleştirisi
    Modern bilimin "her şeyi açıklayabilir" iddiası karşısında İslami yaklaşım:
    - Bilim, Allah'ın yarattığı kanunları keşfetme aracıdır.
    - İnsan aklı sınırlıdır ve her şeyi kavrayamaz.
    - Gayb alanı (bilinemeyen) insanoğlunun ulaşamayacağı sahadır.
    Üniversite tercih süreçlerinde yaşananlar, aslında hayatın geneline dair derin hakikatlerin küçük bir yansımasıdır. Ne en sofistike veri analizi ne de en deneyimli danışman, geleceği kesin olarak belirleyemez. İslami öğretiye göre, insan elinden geleni yapmalı, ancak sonucu Allah'a bırakmalıdır. Bu yaklaşım, hem sorumluluğu korur hem de aşırı kaygıdan uzaklaştırır. Tercih sürecindeki "uzmanlar", gerçekte insan kaderine müdahale edemeyen, sadece mevcut verileri yorumlayan kişilerdir. Gerçek bilgelik, bu sınırlılığı kabul etmekte ve her şeyin nihayetinde Allah'ın kontrolünde olduğunu unutmamaktadır.
    > "İnsan ancak çalıştığının karşılığını alır." (Necm Suresi, 39)
    Bu ayet, çabanın önemini vurgularken, aynı zamanda sonucun çaba ile birebir orantılı olmayabileceğine de işaret eder. Zira "çalışmanın karşılığı", her zaman beklenen şekilde gelmeyebilir, ancak Allah katında mutlaka değerlendirilir. Sonuç olarak, üniversite tercihi yapan her aile ve öğrenci, ellerinden geleni yaptıktan sonra tevekkül etmeli ve neticenin Allah'ın takdirinde olduğunu unutmamalıdır. Bu yaklaşım, hem bu dünyada huzur hem de ahirette kurtuluş için en doğru yoldur.

Yorumlar

Başa Dön